Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Yıllar öncesine ışınlayan konu.
Bir kütüphane müdavimi olarak sınavlara çoğunlukla kütüphanede çalışarak hazırlanıyordum.
amfi büyük, akustik berbat, sınıf kalabalık, hava soğuk,
ses gelmiyor şakşakşakşak ses gelmiyor şakşakşakşak ( bir anda tribüne bağladım, neyse )
Hocanın sesi duyulmuyor.
Amfinin arkasından biri köşeleri olmayan bir şey bıraksa aşağıya inene kadar tıngırtısını dinliyorduk. Hey gidi günler.
ses Duyulsa da ders ağır aksak gidiyor, tempo düşük, bana fenalık geliyor.
Kahvemi alıp kütüphaneye yollanıyorum.
Her şey güzel yolunda da kütüphanenin kapısı eski amerikan barlarının kapısı gibi ikide bir garç gurç açılıyor. Arkadaş öyle gürültülü gıcırdıyor ki. Kendi kendime dedim ben bu sorunu çözerim.
Evde dikiş makinesinin yağı vardı. Makine yağı işte bilmiyorum içinde ne var.
Aldım bir gün onu, okula gidip kütüphane görevlisinin önüne koydum. Hiçbir şey söylemedim. Önce 6-7 saniye kadar yüzüme baktı. Ben sürekli okumaktan iyice mala bağlamışım konuşamıyorum. Belki de soğuktan, ya da içimdeki kasvetten. Sarı yapraklar uçuşuyor, naylon poşetler uçuşuyor, hava soğuk, her yerde bir hüzün. Konuşmadım işte adamla.
Neyse çok geçmeden anladı.
Haaaaa dedi. Kapıyı yağladı.
Konuyla ilgisi var mı bilmiyorum ama kütüphane bir iki ay sonra esaslı bir tadilata girdi ve çok daha güzel bir şekle kavuştu. Biz o arada öbür fakültenin görece kocaman camlı aydınlık kütüphanesine takıldık. Hamam böcekleri gibi radyatörlere yapıştık, eski Fransız kütüphanelerinden İsveç'in kocaman camlı binalarına geçmiş gibi olduk. Tek sorun bizim kitapların orada olmayışıydı ki onu da evden taşıyarak çözdük. Duvar yazılarınınsa hocalar ya da idari kadro tarafından kesinlikle takip edilmediğine eminim ki çoğu hayatın anlamını daha o yaşlarda çözen öğrencilere ait acımasız yazılardı. Hatırladıkça hala sesli gülüyorum.
Bence iyi biridir.
Bu konuya kefil olabilirim evet.
Eyvallahsız evet buna da kesinlikle katılıyorum.
Keskin bir yargı gücü var.
Bu herkeste bulunmaz.
Cebelitarık'ta giriş kısımları tamamen kumlarla kapalı olduğu için yaklaşık 40.000 yıldır kimsenin ayak basmadığı bir mağara keşfedildi.
İçinde eski çağlarda yaşayan insanlara ait kalıntılar, taş aletler, yumuşakça kabukları ve hayvan kemikleri de bulunan mağaranın çok kıymetli bir buluş olduğu, adeta Tutankamon'un bulunan mezarı kadar önem taşıdığını belirtmişler.
Mağaradaki sarkıt ve taşların incelenmesi neticesinde bölgede büyük depremlerin yaşandığı da belirlenmiş.
Rivayete göre siyah beyaz bir kediymiş.
Hz. Muhammed kedisini çok severmiş.
Uhud seferine çıktığında rastladığı yavrusunu emziren bu kedinin başına ezilmemesi için bir nöbetçi görevlendirdiği rivayet edilir. Dönüş yolunda ise kediyi sahiplenmiş ve adını müezza koymuş.
Kendisine peygamberimizin Ebu Hureyre ismini verdiği zat Abdurrahman bin Sahr.
İslam inancında hayvan sevgisi de önemli bir yer tutuyor.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |