Türkiye'nin memur portalı

Bu da zaman zaman başıma gelen saçmalıklardan biri.

Çokluktan seçmem gereken bir nesneyi görüyorum, seçiyorum, karar veriyorum elimi uzatıyorum ve diğeri elime geliyor.

Niyet belli, hareket belli, akıbete bak sen.

Bu niye oluyor anlamak mümkün değil.

Herhalde gözlerimle ellerim arasında bir koordinasyon bozukluğu var.

Ya da fotoğrafçıların paralaks hatası dediği şey oluyor gördüğümle beynim arasında.

Bendeki arızalı durumlardan biri.

Saate bakıyorum, kaç olduğunu görüyorum ama yetmiyor demek ki.

"Ya ben saate bakmıştım kaçtı ki?" diyorum tekrar bakıyorum.

Yine algılamıyorum. Çünkü kafamda başka şeyler var.

En sonunda iyice odaklanıp uzun uzun bakıyorum gerekli hesaplamayı yapıp rahat ediyorum.

türevin ne olduğunu bilmediğim için önce tanımına baktım:

Evet okudum ve yine bir şey anlamadım.

Zamanla neler gider neler kalır hesaplaması gibi bir şey galiba.

Miktar değişimine zaman faktörü de eklenmiş.

Oranlama yapılmış.

Anladığım kadarıyla türev hayatı ölçmek için biraz yetersiz kalıyor.

Ömrümüzün son demi son baharıdır artık

maziye bir bakıver neler neler bıraktık.

//////

Bir insan ömrünü neye vermeli

Harcanıp gidiyor ömür dediğin

yolda kalan da bir yürüyen de bir

Harcanıp gidiyor ömür dediğin

///////

zamanın ileri doğru aktığını daha doğrusu değişimin ileri doğru kaçınılmaz olduğunu kesinlikle tespit etmişiz de düzenli değişen diğer faktör ne olacak?

Demek ki bu hesaplamalar binlerce yıldır yapılıyor.

Güzel hatıralar bırakmak

Hatırlanınca bir gülümseme bırakmak

arkada iyilikler bırakmak olabilir.

bir de giderinin ufak olması lazım.

Bizim göllerin gideri var mesela. oralarda kurbağalar ve sazlıklar oluyor.

O göl bitmiyor yine de çünkü damlamıyor üzerindeki buz deposundan sürekli takviye alıyor.

Bence dağın içi ağzına kadar su dolu.

depo gibi.

Boşaldıkça oradan doluyor.

Hepsini anladım da balıklar ta oralara kadar nasıl çıkmış bir tek onu anlamadım.

belki bayır yukarı hoplaya zıplaya gidiyordurlar.

Akıntıya karşı yani.

Eee kesip doğramak gerekmiyor ki indirip doğrudan telefon melodisi yapıyorsun.

Lost on you yapmıştım, aylarca dinledim şarkıyı.

Kimse kapımı çalmadı şarkımı umuma açık yerlerde yayınlıyorsun diye.

Biraz geç açıyordum telefonu çünkü en güzel yerini kesmek istemiyordum.