Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Hava kesesi yırtılmış ya da zarar görmüş balıktır.
Normal şartlarda balık zaten batmaz.
Tedavisi olmayan kötü bir durumdur.
Virüsler, bakteriler ve bazı balık yemlerinin, özellikle Japon balıklarının karınlarının ön tarafında bulunan yüzme keselerine zarar verdiği tespit edilmiş.
Çok kocaman ve sağlıklı bir akvaryumunuz yoksa evde balık beslemeyin.
Denizlerde, akarsularda, havuzlarda vs. besleyin. :)
küçük ve lezzetli bir tür karpuzmuş. Genellikle turşu ya da reçel yapımında kullanılıyorlarmış.
80 lerde Milliyet Çocuk dergisinde yayınlanan bir çizgi karakter kız çocuğu. Uyarlama bir çizgi diziymiş. Çizeri İtalyan Grazia Nidasio. Eserin Orjinalinin ismi: Stefi.
Artvin Şavşat yöresinde yumuşamış sulak araziye cimcime deniyormuş.
Anadolu'da pek çok yörede, zayıf, cılız, küçük anlamında da kullanılıyormuş.
Kelimenin kökenini araştırınca ise çok garip şeyler ortaya çıkıyor.
Arapça "cmcm" kökünden gelen cumcuma ( bazı kaynaklarda cümcüme ) kelimesinden evrilmiş dilimize geçmiş.
Arapçada cümcüme: Kafatası ya da tahta kâseye verilen isimmiş.
Ayrıca eski çağlarda kullanılan tabanı paçavra bacak kısmı örgülü bir tür İran ayakkabısına da bizde cimcime adı verilmiş. Aslı ise "çumçum". Şimdilerde ise bebek patiklerine bu isim veriliyor.
En büyük haksızlığın yapıldığını düşündüğüm çiçeklerden biridir.
Fare kulağı ismi de verilmiş.
Küçük, çıtır, çoğunlukla mavi olan çiçekleri o kadar küçüktür ki kimse önemsemez.
Halbuki kırlarda pek çok çiçekten daha güzel açarlar.
Alzaymır derneğinin simge olarak kullandığı çiçekmiş.
Bizimse çocukluğumuzda çok yer kapladığı için en aşina olduğumuz çiçek.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |