Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
iklim değişikliği ile dna yapısı değişmez ama
gen ekspresyonu değişir diyor.
sıcak bir yerde terleme genleri aktive olur diye örnek vermiş.
iklim değişikliğinde ( koşullara uygun olarak ) kızarabilen ve terleyebilen, ya da vücudu hızlı soğuyabilen insanlar hayatta kalır.
kısacası yer değiştirince oluyormuş bir şeyler.
ne sürede, ne aşamalarda, kaç nesil sonra, ölüm kalımla elenerek mi yoksa doğrudan mı ondan bahsetmedi.
ta taaaammm
en can alıcı yere geldi.
psikopatlığın ya da kötülüğün de genetik bir özellik olduğundan bahsediyor.
yamyamlık yapan kobaylarını anlatıyor.
bazı insanların da beyninde vicdan ve empati merkezlerinin tamamen bomboş olduğunu belirtiyor.
yalvarsan da, yakarsan da, yapma etme desen de o adamın beyninde bir karşılığı olmadığını belirtiyor.
bunu da genetiğe bağlamış.
bazı soylarda empati, arkadaşlık, dostluk, yani memeli duyguları yok diyor.
hiçbir duygusu yok, tam bir psikopat.
sen bunu neden öldürdün ? pişman mısın ?
neden olayım ki ? diyormuş.
duygu körü olarak hiçbir şey hissetmiyormuş.
bu insanlar şizofren değil, bunlar planlıyor, programlıyor, öldürüyor fakat bir şey hissetmiyor.
Oytun Erbaş ile Halis Aydemir'in bir ortak program yapmasını çok isterdim. :) :)
asetilasyon ve metilasyondan bahsediyor.
metabolizma diyor
insan yaşlandıkça
kendiliğinden uzun yaşama genlerini kapatmaya başlar zaten diyor.
tabiat sana kısaca " vaktin geldi artık öl " diyormuş.
batıdaki elit gruplar ağızdan aldıkları bazı ilaçlarla 120 yaşa ulaşıyorlarmış.
bunlar sadece kendi aralarında bu ilaçları tüketiyorlarmış.
evet efendim,
ölmeyelim diye arge şirketleri kurmuşlarmış gettolarda.
ölmemenin biyokimyasal yollarını araştırıyorlarmış.
ilaçlar geliştiriyorlarmış bunun için büyük fonlar yaratmışlarmış.
bu uzun yaşama genlerini aktive edince
kanser olmuyorlarmış, alzaymır olmuyorlarmış, şu bu olmuyorlarmış.
bunların hepsine ortak bir isim de veriyor: yaşlanma
bu ilaçları alıp hasta olmayı da engelliyorlarmış.
acaba dertleri neymiş ?
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |