Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Çok vardır eminim.
Genellikle de arabesk şarkı sözleri.
Benim ilk aklıma gelen TSM şarkılarından biri.
Aşağıya bırakayım:
Artık yeşerecek bir dalım yok,
yağmurlar yağsa da hoş yağmasa da
Üç günlük ömrümü bir günde yitirdim
Yarınlar olsa da hoş olmasa da
Paydos mutluluğa paydos artık
Kaderim gülse de hoş gülmese de
Üç günlük ömrümü bir günde yitirdim
Yarınlar olsa da hoş olmasa da.
seçtiğim ayakkabılar hep kimsenin beğenmediği ama rahat hissettiğim ayakkabılardı.
Herkes daha şık olmam için, daha iyi görünmem için şöyle giyin, böyle giyin diye akıl veriyordu.
Bense hep en rahattan yana oldum.
Pek tırnak batması yaşamadım ama yaşasaydım diğer yazarlar kadar cesur olamazdım.
baten tırnağı batma tekrarlamasın diye komple sökmek gerekebiliyor.
Aksi halde tırnak daha da deforme olmuş bir şekilde yeniden kendini geliştiriyor.
Nalburlarda satılan boyaların konulduğu kutular.
Metal ya da plastik olabiliyorlar.
Benim merak ettiğim bir konu var.
bu kutuların içinde bekleyen boyaların içinde bir süre sonra mikroorganizmalar üreyebilir mi?
Şüphelendiğim bir konu olduğu için kafama takılan bir konu.
Bir firma duvarlarda mikroorganizmaların üreyebileceğini, virüslerin 48 saat kadar durabileceğini ki ( Sonsuza kadar durabileceğini de öğrendik zaten ) bu nedenle antibakteriyel bir boya ürettiğini iddia etmiş.
Vakti zamanında evin bir bölümünü boyamam gerekmişti ve boyayla temas ettikten sonra çok ağır hastalanmıştım.
Şiddetli öksürük bir türlü geçmek bilmemişti.
Aralarında nasıl bir bağlantı var acaba diye de merak etmiştim.
Sadece boyanın kuruması için cereyanda kalıp üşütmüş ya da içindeki bir maddeye karşı alerji geliştirmiş de olabilirim açıkçası.
Ya da dediğim gibi düşük bir olasılık olsa da bir tür mikroorganizmaya maruz kalmıştım.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |