Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Sahra Çölünde bir akasya ağacıymış . Orada ona tenere ağacı deniyormuş. Dünyanın en yalnız ağacı olduğu farkedilmiş. En yakın ağaç ona 400 kilometre mesafedeymiş. Çölün ortasında yüzlerce yıl tek başına hayatta kalmış. Tabi çölü anlamak için gerçekten bir çölde bulunmak lazım.
Tuaregler yani çölün yerli halkı tenere derken "çöllerin çölünü" kastediyormuş. O yüzden ağaca bu isim verilmiş. Çöllerin çölündeki ağaç.
Sahra çölü milyonlarca yıl önce denizken sonra tropikal bir ormana dönüşmüş. 10 bin yıl öncesine kadar da burası yemyeşil bir alanmış. Sonra iklim ve bitki örtüsü değişmiş. Dinozor fosilleriyle dolu bir bölgesi bile var. İçerisi yüzlerce kalıntı ile dolu. Çölleşmenin bir nedeninin de insan kaynaklı yanlış uygulamalar olduğu net olarak belirtiliyor. Yanlış tarım, yanlış sulama, ağaç kesimi, bitki örtüsünü hatta iklimi doğrudan etkiliyor.
Henri Lhote'ın "destansı tenere" adlı kitabında ağaç şöyle tanımlanmış: " dünyanın en yalnız ağacı bir akasyaydı. Uçsuz bucaksız bir çölün tam ortasındaydı. Üç metre boyunda, iki gövdesi, çok güzel yeşil yaprakları ve sarı çiçekleri vardı."
ağacın yakınlarında açılan 40 metre derinliğindeki bir kuyu sayesinde ağacın yüzeyin 36 metre derinliğine kadar köklerini uzatarak oradaki sudan beslendiği anlaşılmış.
1973 yılında Libyalı bir sarhoş sürücü çöldeki bu tek başına duran ağaca çarpmış ve onu gövdesinden kırmış. Ağaca arabayla çarpmış ve onu öldürmüş, çölde !!!
Şu anda ağacın bulunduğu yerde metalden bir anıt bulunuyor. Fotoğraftan anladığım kadarıyla etrafı yeşillendirilmiş, artık başka ağaçlar var orada. Ağacın gövdesini Nijer ulusal müzesine koymuşlar. Çünkü yüzlerce yıldır kervanların altında konakladığı, yapraklarına dahi dokunmadığı bölgenin manevi bağ kurduğu bir ağaç olmuşmuş zamanla.
Hasan Söylemez adlı bir gezginimiz sosyal medya hesabından ağaçla ilgili bilgileri, fotoğrafları, hikayesini paylaşmış. Merak edenler twitterdan kendisini takip edebilir.
Konuyla ilgili bol miktarda görsel de mevcut.
Bence tartışmaya gerek yok içinde meal, tefsir, arapça metin , sesli okuma , türkçe sesli okuma sözlük, esmaülhüsna açıklamaları, fihrist, iniş sırası , derleme sırası bulunan son derece gelişmiş uygulamalar var.
Ezanı türkçe dinlemek istiyorum diyenler buna da kolaylıkla ulaşabilirler.
Geldim gidiyorum hala tartışmalar bitmedi.
Pavlonya, çin kavağı, Türçesi yok, Japonlar kız çocuğu doğunca dikiyorlarmış. Çok hızlı büyüyen ancak istilacı bir türmüş. dünyanın en hızlı büyüyen ağacı. İstilacı ağaç çok duydum ama pek görmedim. Ağaçların günahını almayın. Bir de bambunun böyle bir ünü var. Bir de görsellerden aratıyorum pavlonya ve katalpa birbirine çok benziyor bizi mi kandırıyorlar benim mi gözlerim iyice bozuldu anlamadım.
İstilacı mistilacı dinlemez bulsaydım dikerdim ağaçların hepsini severim. Biraz söğüt böyle niyeyse moralimi bozuyor .
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
zıplayan fasulye de diyorlar ama neden zıpladıklarını bilmiyorum.
ona da biraz bakalım:
bizim fasulyeler gibi onların fasulyesinin içine de güveler larva bırakıyormuş.
larvalar bu fasulyeleri yiyip bitirip içini boşaltıyorlarmış.
fasulyelerin zıplama nedeni içindeki güvelerin hareketiymiş efendim.
yedik, büyüdük, daha serin ve güzel bir yer için kıpırdanıyoruz demek istiyorlarmış.
kısacası zıplamayanı bulmak daha makbul.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |