Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
kişinin evlendikten sonra kendisinin yavaş yavaş dağlarda özgürce uçan kartaldan, çifte koşulmuş bir canlı türüne dönüştüğünü hissetmemesi için yapılması gereken bazı şeyler var. :)
öncelikle sorumluluk ve özgürlük dengesini iyi kurması lazım.
Bu kurulabilir mi ?
Hayır kurulamaz. :) :)
Konu kapanmıştır.
Şaka şaka yeteri kadar emek verilirse kurulur tabi.
Neyse böyle kestirip atmak çok saçma.
çocuk sahibi olmak demek zaten fedakarlığı baştan kabullenmek demek.
Bunu seve seve yapmayacak insan çocuk sahibi olmasın.
Kesinlikle bu sorumluluğu taşıyamayacak ve bunun için her türlü savaşı göze alamayacak insan çocuk sahibi olmasın.
Bu sorumluluğu almadan önce iyice gözlem yapsın.
Yerken, içerken, gezip tozarken, riskleri hesaplarken, dünyaya şekil vermeye çalışırken çocukları gözünün önüne getiremiyorsa yani yaradılışında bu yoksa hem kendi mutsuz olur hem de çevresindekileri perişan eder.
Zaten insanlar en çok çocukları için kendini paralayan insanlara üzülür ve onlara yardım etmek için ellerinden geleni yaparlar. Çünkü bu çaresizliğin hiçbir şeye benzemediğini bilirler.
Sergey Vasilyeviç Rahmaninov
Deha sıfatını hak eden bestecilerden biri.
Bu ilhamı nereden alıyorlar, ruhları nerelerden besleniyor insan merak ediyor.
Besteleri film müziği olarak da kullanılmış.
Herhangi bir bestesine bir yerlerde rastlamamış olmak imkansız.
Kapalı, sessiz, dingin havalarda açılıp dinlenmeli.
Müziği duygusal, romantik, biraz kasvetli, hüzünlü ama yine de huzur verici. Belki biraz oturup ağlamaya da vesile olabilir.
Bütün itiş kakış unutulacak, sanatçıların şaheserleri kalıcı olacak bu belli ama hangi acılardan beslendiklerini belki de hiç bilemeyiz.
Not: Ekşide rastladığım bir bilgi. Kazan Tatarlarından olduğu için yani tatar asıllı olduğu için soyadı "Rahmaninov" muş. Rahman kelimesi bildiğimiz anlamında yani.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |