Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
dünya'da mars'a en çok benzeyen bölgeler zaman zaman haber yapılmış.
şili'de bulunan Atacama çölü
Ürdün'de bulunan Rum Vadisi
Türkiye'de SAlda Gölü
Kanada Devon Island
Arizona, the wave
Namibia, dead vlei
Hawaii, Haleakala National Park
İzlanda, namaskaro
aralarında öne çıkan bölge ise Atacama çölü olmuş.
ben tam mesajı dinlemedim.
herhalde gerekçesi de sunulmuştur.
z kuşağı yaklaşık olarak 25 yaş ve daha aşağısı olarak tanımlanabilir. ( 90 ların sonu ve 2010 aralığında doğanlar )
Belki Atina demokrasisi isteyip en başa dönmek istiyordurlar.
Yani paran kadar, statün kadar vatandaş sayılırsın bilinç ya da eğitim düzeyin vs. beni ilgilendirmiyor demek istemiş olabilir.
yağ kuyruğu dönemlerini hatırlayamadığım için yukarıdaki misalle ilgili psikolojik tahminlerde bulunacağım başlık.
Yağ kuyrukları döneminde zannediyorum yağ ya da ihtiyaç olan madde her ne ise gerçekten bulunamıyordu.
bugün ise her yerde her ürün bulunabildiği için insanlarda kıtlık algısı oluşmuyor.
"Bir şekilde bir yolu bulunur ve o şeyi temin etmem sağlanır." düşüncesindeler ki zaten temel ihtiyaç malzemeleri dar gelirli ailelerin bir kısmına ulaştırılıyor.
Bir kısmına diyorum çünkü bu desteklerden mahrum kalan, durumu iyiyken kötüleşen aileler de var.
aşırı gururlu oldukları için kan kusup kızılcık şerbeti içtik diyorlar.
siyanür içerek kendilerini yok ediyorlar.
dayılar fiyatların yükselmesi ile pek fazla ilgilenmiyorlar.
çünkü döndürmek zorunda oldukları bir çarkları yok.
yanlarında çalışan elemanları yok.
personele ödenecek maaşları ay başında toparlama dertleri yok.
piyasa baskısı nedeniyle sararmış yaprak gibi titremiyorlar.
alacaklılar kapıma dayanır diye tir tir titremiyorlar.
itibarımız iki paralık olur diye bir korku hissetmiyorlar.
ptt icra zarfını burnuma dayar diye korkmuyorlar.
e-tebligatla soğuk duşa girmiyorlar.
müşteriye bildirdikleri fiyat yüzünden uykuları kaçmıyor.
icralar katlanarak artar, borca batarım, ailemi ve kendimi iflasa sürüklerim diye bir korkuları yok.
Tamamına yakını emekli.
aralarından önemli bir kısmı hunharca para biriktirmiş ve sistemin yeşil çimenli karşı kıyısına kapağı atmış.
malum para parayı çeker.
onların bir kısmı da sistemin getirilerinden nemalanıyor.
Avrupalı dayılar, dönümleri olan dayılar, gayrimenkulleri olan dayılar vs.
bir kısmının da sağdan soldan stabil gelirleri ve aldıkları yardımları köylerinden gıda takviyeleri var.
eğer gerçekleşirse asıl algılama piyasaya ürünler gelememeye başladığı zaman başlayabilir.
Kronik üzüntü diye bir hastalık var mı bilmiyorum.
Bir insan 20 küsür senesini üzgün geçirebilir mi ?
Geçirebilir.
ama film bir yerden sonra kopuyor.
yaranın nasır tutması gibi.
artık yürek yanmamaya başlıyor.
dilin çatısını ilk kuran ve kurallarını inşa eden kişilerin toplumdaki belli başlı zeki kişiler olduğunu düşünmeye başladım.
yani bu da bir olasılık.
şimdi nasıl ki zeki ve yetenekli olanlar yazılımcı olup programlar, oyunlar çeşitli uygulamalar kuruyorlarsa o zamanda da adamın ya da kadının kafası çalışıyormuş. etrafındaki nesnelerden başlayarak her şeyi adlandırmış sonra ekleri vs. geliştirmişlerdir herhalde.
aksi bir iddiada bulunmak yani dilin kendiliğinden geliştiğini ileri sürmek kuralların oluşumu açısından sanki biraz yetersiz gibi.
düşünsenize o zaman her köyün her küçük topluluğun ayrı bir kuralı eki anlaşma şekli olurdu ki aslında böyle coğrafyalar da yok değil.
İnsanlık tarihinin en önemli ipuçlarına diller yoluyla ulaşabileceğimiz çok belli.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
zıplayan fasulye de diyorlar ama neden zıpladıklarını bilmiyorum.
ona da biraz bakalım:
bizim fasulyeler gibi onların fasulyesinin içine de güveler larva bırakıyormuş.
larvalar bu fasulyeleri yiyip bitirip içini boşaltıyorlarmış.
fasulyelerin zıplama nedeni içindeki güvelerin hareketiymiş efendim.
yedik, büyüdük, daha serin ve güzel bir yer için kıpırdanıyoruz demek istiyorlarmış.
kısacası zıplamayanı bulmak daha makbul.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |