Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
dün youtube kanalında detaylı tanıtımını izlediğim ve
Finlandiya'yı yeniden keşfe gerek yok diye aslını bozarak kullandığım cümlenin sebebi olan ülke.
Bu kadar basit, bu kadar yalın, bu kadar net, açık seçik ve hepsi bu kadar işte.
İşte budur diyorsunuz.
Videoyu mutlaka izlemeniz gerekir.
Beyaz zambaklar ülkesinde kitabını okumuştum ama canlı canlı anlatımlı ve görsel destekli kavrayınca insan derinden etkileniyor.
youtube.com/watch?v=OLvIt2pqdUc
Çeşmeden çok pınar dediğimiz su kaynakları var.
Basit bir metal boru ya da ahşap olukla dağdan gelen kaynak suyu, yol kenarlarından içilebilir hale getirilmiş.
Adına hayrat adı verilmiş.
Bazılarına musluk da takılmış.
Sadece ölenlerin ruhuna hayır dua talep edilen.
Hayrat yani "her canlının hizmetine bilabedel sunulan hizmet"
osmanlı döneminden hatta daha eski dönemlerden kalan gelenek.
Sadaka-i cariye.
Ben ölsem bile insanlığa ya da tüm canlılara olan faydam devam etsin.
Ayrım yapmadan herkesin bu hizmetten yararlanmasına vesile olayım düşüncesinin sonucu.
Kaynağın üst bölgelerinde yerleşim yeri ya da tarım alanı bulunmadığından gönül rahatlığıyla içilebiliyor.
Herhangi bir kimyasal, tarım ilacı ya da evsel atığın karışma riski olmuyor.
Depo kurulma ihtiyacı duyulmamış dolayısıyla musluk da takılmamış.
Dağın kendisi halihazırda devasa bir depo işlevi görüyor.
Kışın yağan karın yavaş yavaş erimesi ve diğer mevsimlerde yağan yağmurlar deponun sürekli dolu kalmasını sağlıyor.
Bir keresinde dağda açıktan akan bir küçük ırmaktan da su içmiştik ve tam suyu kafamıza diktiğimizde küçücük yeşil bir kurbağayla göz göze gelmiştik.
Tiksinmedik, suyu bir güzel içtik.
Sonuçta onu evinde ziyaret eden bizdik.
Ortamı fazla kurcalamadan, eşeleyip deşelemeden akşam olunca evimize geri döndük.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
memurlara yöneltilmiş bir serzeniş başlığı.
mesela işçi sorunlarından
veya başka sorunlardan
bahsedilmemiş olduğuna göre.
bu başlığı sorunları olan memurların doldurması gerekiyor diye düşündüm.
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |