Türkiye'nin memur portalı

İçlerinden bir tanesi muhtemelen diğerlerinden önce, bir kaza sonucu vefat etti. Belki yüksekten düşme

ya da buna benzer bir şey.

Ya da madde kullanımı yüzünden bir şey oldu.

Durumu nasıl açıklayacaklarını bilemeyen ve korkuya kapılan diğer üçü topluca intihar etmeye karar verdi galiba. sonra da video çektiler. eğer kamuoyu doğru bilgilendirildiyse hiçbirinde kaçma belirtisi yok. Ellerindeki izler, vurulma şekilleri, tüfeğin sürekli doldurulması gerekliliği kısa zamanda olayı netleştirecektir.

Çok ağır ve acı bir olay. kaç gündür etkisindeyiz. Keşke böyle bitmeseydi. allah ailelerine sabır versin.

1969 yılında , o zamanlar SSCB'ye bağlı olan Kazakistan Almatı'nın 50 kilometre doğusunda,

ıssık gölü civarında, yol çalışmaları sırasında, binlerce altın parçadan oluşan bir zırh bulunmuş.

Zırh, MÖ 5. yüzyıla ait.

bulunan kurganın çapı 60 metre, yüksekliği ise 6 metre. tavan kısmının karaçam kütükleri ile yapıldığı belirlenmiş. Kütükler binlerce yıl boyunca mezara su girmesine engel olmuş.

Kurganın içi pek çok eşya, yemek kapları ve silahlarla da doluymuş.

Yapılan çalışma ile mezarın 18 yaş civarında, 1.65 boylarında bir erkeğe ait olduğu, yapılan tahminlerle de bir prense ait olduğu belirtiliyor.

Mezar odası sapasağlam olarak olduğu gibi bulunmuş.

Çıkarıldığı Issık - Esik kurganında, gümüş tabak üzerine kazınmış bir de yazıt bulunuyormuş.

Yanında bulunan tabakta yazılanlara göre bir Hanın oğluymuş.

İskit- Saka Türklerinden olduğu belirtilmiş.

Altın yumuşak bir maden ve belli ki bu kıyafeti savaşırken giymiyordu. Cenaze merasimi sırasında herhalde gömülürken bu kıyafet hazırlanmış ve giydirilmiş. belki kendisine sorulma şansı olsaydı bu şekilde giydirilip gömülmeyi tercih etmeyebilirdi.

Zırh ve kıyafetin imitasyonu 2019 yılında Anadolu Medeniyetleri Müzesinde de sergilenmiş.

Yazı şu şekilde çevrilmiş:

kağan kang içing kaldı ( Kağan kan içinde kaldı )

Uçi kesink kılıng kiç ( Kılıcın ucu güçlü kesti )

Gök katıng oz kıl ( Gök katı onu ozlaştır )

" Ozlaşmayı " ruhun özüne dönmesi olarak açıklamışlar.

( Çeviri Kazım Mirşan'a aitmiş. )

halukberkmen.net/pdf/247.pdf

Yazının çevirisinin kesin olmadığı, halen tam olarak çözülemediği, üzerinde tahminler yürütüldüğü belirtiliyor.

mafin ya da kapkek denen , bazı püf noktaları olan, yapımı zor ve zahmetli küçük kekler.

Somon rengi bir kaya tuzu.

Sofra tuzu olarak tüketiliyor.

Havadaki elektrik yükünü azalttığı da söyleniyor.

Bunu bulunduğu ortama negatif iyon salarak gerçekleştiriyormuş.

Dekoratif amaçlı lambaları üretilmiş ve pazarlanırken sağlığa faydalı olduğu vurgusu yapılmış.

iyon Salınımının çok düşük düzeyde kaldığı ve kayda değer olmadığını belirtenler var.

Kullananlar pek değişiklik hissetmediklerini söylüyorlar. Sonuçta mağaraya girmiyorsunuz. Bir parça

kaya tuzunu evinizde tutuyorsunuz.

Dekoratif anlamda fena durmuyor.

Dünyanın çeşitli bölgelerinden çıkarılıp pazarlanıyormuş. Yani Himalayalarla bir ilgisi kalmamış. :)

( Bizde Çankırı tuzu lambası olarak da pazarlayanlar var )

Marmara denizi'nde bulunan şamandıralar.

Kandilli Rasathanesi'nin deprem araştırmaları için kullandığı 5 işaret şamandırası çalınmış. Şamandıralar Deprem ölçüm cihazlarının yerini göstermeye yarıyormuş.

Çalanlar halen bulunamamış.

Hacıyatmaz olarak tanımlanan şamandıraların değeri 30.000._TL'ymiş.

"Akıbetini bilen varsa bize ulaşılsın" deniyor.