Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
veli toplantıları sezonunun açılmasıyla birlikte oluşan durum değerlendirmesi.
öğrencinin Neleri yapamadığına değil neleri yapabildiğine ve nelere ilgi duyduğuna yoğunlaşmak gerek.
böylece ilerlemesi daha rahat ve huzurlu olur.
ileride torunlarına anlatacağı dramatik hikayeleri olmaz.
Evrim ağacı bilgilerinden devam edelim:
Bilinen Ferromanyetik elementler sınırlı sayıda.
Demir, nikel, kobalt ve gadolinyum.
Bu elementlerin ferromanyetik yani mıknatıs özellikli olması atomik yapıları ile ilgili.
Bu dört elementi oluşturan atomların en dış yörüngelerinde bulunan eşleşmemiş elektronlar manyetik alan oluşumuna neden oluyorlar.
normalde bir parça demir elementi kendi başına ferromanyetik olmuyor.
çünkü onu oluşturan atomlar farklı yönlerde manyetik alanlara sahip oluyorlar.
Bu durumda bu alanlar birbirlerini nötrlüyor.
Net bir manyetik alan oluşumu engellenmiş oluyor.
tüm manyetik bölgeler aynı yöne bakacak şekilde bir ayarlanma gerçekleşirse ki bu da dışarıdan bir manyetik alana tabi olunarak gerçekleşiyor.
bu demir parçası bir mıknatısa dönüşmüş oluyor.
kısaca demir kutuplaştırılmış oluyor.
mıknatıslanmış maddelerin belirli bir etki alanı var.
o alanın dışında etki gösteremiyor.
yere düşürme, çarpma, ısıtma gibi yöntemlerle atomlarının düzenli dizilimi bozulduğu için manyetizma özelliği de ortadan kaldırılmış oluyor.
mıknatıslı cisimler kutup noktalarında yani uç kısımlarında daha tesirli olurlar.
doğal ya da yapay tüm mıknatısların mutlaka iki kutbu bulunur.
Manyetik: Çekme ya da itme gücü bulunan. Bazı maddelere mıknatıslık tesiri olan.
Manyetit: Bir kaya minerali.
Kimyasal formülü Fe3O4
doğal ana demir cevherlerinden biri.
yeryüzünde doğal olarak bulunan minerallerin en manyetik olanı.
metalik siyah renkte olan manyetit, hemen hemen tüm magmatik ve metamorfik kayaçlarda bulunuyormuş.
Yeterince büyük miktarlardaki manyetit mineralinin, pusula navigasyonlarını etkileyebileceği belirtilmiş.
Yüksek miktarda mıknatıslanmış kayalar pusulaların düzgün çalışmasını etkileyebiliyormuş. Yeryüzünde bunun örneklerine rastlayabilmek mümkünmüş. ( Tazmanya örnek olarak gösterilmiş.)
doğal kalıcı mıknatıslanma bir kayaçta ya da sedimanda ( parçalanmış kayaçlar ) kalıcı olarak manyetizma oluşması durumu.
kalıcı mıknatıslanmanın kimyasal, fiziksel çeşitli sebepleri olabiliyor.
Yıldırım düşmesi bunlardan biri.
mıknatıs adını Manisa ilimizden almış. ( Magnesia )
Mıknatıs manyetik alan üreten nesnelere verilen isim.
Demir, nikel ve kobaltı çekiyor.
iki mıknatısta eş kutuplar birbirini itiyor, zıt kutuplar ise birbirini çekiyor.
mıknatıslık özelliği, ısıtılarak, birbirleriyle ya da demirle çarpıştırılarak, yoğun manyetik alan içinde hareket ettirilerek ortadan kaldırılabiliyor.
enerji ve kütlenin birbiriyle eşdeğer olduğu belirtilmiş.
Bu nedenle bir enerji olduğu belirtilen ışık dahil her türlü enerjinin kütle çekimine tabi olduğu açıklanmış.
Yani hem çekim yaratır hem de çekime tabi olur denmiş.
Sanırım bu konuda kafalar bayağı karışık ve en temel konu aslında tam olarak çözümlenip bir kenara konulabilmiş değil.
Kısaca her kütlenin ama her kütlenin içinde, açığa çıkmamış büyük bir enerji barındırdığı ifade edilmiş.
Kütle eksilerek enerjiye dönüşebiliyor.
Bazen bir kütlenin tamamen yok olarak enerjiye dönüşümü gerçekleşiyor.
Peki enerji neye dönüşüyor ?
enerjiyi tanımlarken " maddelerin yani kütlelerin iş yapabilme yeteneğidir." denmiş.
Bu tanım yetersiz bir tanım.
Hiçbir anlam ifade etmiyor.
nükleer, kimyasal, ısı, ışık, ses, manyetik olayların hepsi "enerji" çatısı altında toplanmış.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
zıplayan fasulye de diyorlar ama neden zıpladıklarını bilmiyorum.
ona da biraz bakalım:
bizim fasulyeler gibi onların fasulyesinin içine de güveler larva bırakıyormuş.
larvalar bu fasulyeleri yiyip bitirip içini boşaltıyorlarmış.
fasulyelerin zıplama nedeni içindeki güvelerin hareketiymiş efendim.
yedik, büyüdük, daha serin ve güzel bir yer için kıpırdanıyoruz demek istiyorlarmış.
kısacası zıplamayanı bulmak daha makbul.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |