Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
yok o değil.
Biraz araştırdım ve dizileri iyice birbirine karıştırdığımı fark ettim.
Benim bahsettiğim dizinin adı Kamber Ağa.
Pos bıyıklı adam da kamber ağanın ta kendisi.
Ağayı Metin Bilgin canlandırıyordu.
Yanında bir de yaveri vardı adını unuttum.
Belki Beyhan Kaya bu dizide de oynamıştı ya da diziler birbirine benziyordu tam çıkartamadım.
Dizide tarımla ilgili halkı bilinçlendirmek amaçlanmıştı.
Bu dizi de yine Ankara Gölbaşı Ballıkpınar köyünde çekilmiş.
kafamda bu toprağın sesi ve yayçep ile özdeşleşmiş dizi.
akşamları yayınlandığını hatırlıyorum.
dizide pos bıyıklı ve kötü bakışlı bir amca ile ah anayı hatırlıyorum.
trt de tarımı destekleyen çok fazla program vardı.
aslında trt o zamanlar bir nevi okul vazifesi görüyordu.
örgün olarak bir eğitim programına dahil olmayan insanlar trt den okuma yazmayı, yabancı dili, tarım ve hayvancılığı, coğrafyamızı ; kadın programlarıyla ev ekonomisini, el sanatlarını, örgü, biçki dikiş yemek yapma, gıdaları saklama vs. konularında bilgilere ulaşabiliyorlardı.
kısacası TRT devasa bir okul gibiydi ah ana hanım ana dizisi de bu okulun derslerinden biri gibiydi.
bu dizilerin içerikleri bomboş değildi.
mutlaka bir şeyler öğretiyorlardı.
şimdikiler gibi bir adet konak, yalı ya da villa, bir adet fakir, bir adet zengin ve etrafta dönen entrikalar yoktu.
sütunlar helezonik olarak yukarıdan bakılınca tıpkı bir salyangozun kabuğu gibi dairesel yapının içine doğru dikilmişler.
uzun ve dikdörtgen sütunlar dar kenarları içeri bakacak ve geniş yüzeyleri birbirine bakacak şekilde tıpkı bir domino taşı dizisi gibi peş peşe dizilmişler.
aralarına taş dolgusu ile duvarlar örülüp sütunlar bu şekilde birleştirilmiş.
aslında bu sütunlar yapının taşıyıcı kolonları olarak da düşünülebilir.
sanki yapının varsa eğer kapısından girip helezonik bir koridordan dolana dolana geçip merkeze ulaşıyorsunuz.
Sanki katlı otoparkın en altına inmek için dolanmak gibi.
ortada diğerlerine göre çok daha büyük ve birbirine bakan iki sütun var.
Onlar da T şeklinde.
böyle bir yapının içinde sesler nasıl bir etki yapar onu da merak etmedim değil.
deniz kabuğuna kulağımızı dayayınca duyduğumuz sesler gibi ortamın akustiği çok farklı olur herhalde.
Bana kalırsa çatıyı bu iki sütun ayakta tutuyordu.
Herhalde bu yapıların bir de tavanı vardı.
Muhtemelen sazdan ya da ağaçtan bir çatı oluşturulmuştu.
bu teşkilatı kurabilen insanların yapı işlerinde ağacı kullanmadıklarını söylemek çok mantıklı olmaz.
çanak çömlek çağından çok önce bu yapılar inşa edilmiş deniyor da.
e durun bakalım daha o dönemin çanak çömlekleri bulunmadı.
galiba bazı kafatası parçaları bulunmuş fakat o döneme ait yaşam belirtileri bulunan bir sahaya ulaşılamamış.
işin garibi bu helezonik yapıların tamamını gün yüzüne çıkarmayı düşünmüyorlarmış.
örtülü ve sağlam kalması tercih ediliyormuş.
çıkarmayıp ne yapacaklar çok merak ettim.
üzerinde oturup yeni bir şey bulamıyoruz bari tahminlerde bulunalım mı diyecekler ?
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
zıplayan fasulye de diyorlar ama neden zıpladıklarını bilmiyorum.
ona da biraz bakalım:
bizim fasulyeler gibi onların fasulyesinin içine de güveler larva bırakıyormuş.
larvalar bu fasulyeleri yiyip bitirip içini boşaltıyorlarmış.
fasulyelerin zıplama nedeni içindeki güvelerin hareketiymiş efendim.
yedik, büyüdük, daha serin ve güzel bir yer için kıpırdanıyoruz demek istiyorlarmış.
kısacası zıplamayanı bulmak daha makbul.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |