Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Pencereden bir taş geldi
Arabaya taş koydum
Taşa verdim yanımı
Çay içinde döğme taş ( Bir mumdur )
Bir taş attım çaya düştü
Kalenin dibinde bir taş olaydım
Yol üstünde dikili taş
Bir taş attım kamışa
Pınarın başından ufak taş gelir
Evleri taş başında
Allı gelin taş başını yol eder
Bir taş attım alıca
Ak taş diye belediğim
Taş dönmüyor dönmüyor
Yağmur yağar taş üstüne
Bursa'nın ufak tefek taşları
Bir taş attım darabaya
Hey onbeşli onbeşli, Tokat yolları taşlı
bir taş attım çegile
Sivrinin tepesinde vardır dikili taşlar
Kapının önünde taş ben olaydım
dere geçit vermezse atlarım taştan taşa
fincanı taştan oyarlar
sular akar delik taştan
adana'nın yolları taştan
keklik gibi taştan taşa sekerek
işlenmesi kolay madenlerden biri.
insanlığın işlemeyi öğrendiği ilk maden olarak tespit edilmiş.
genellikle kendisini bakır çalığı denilen zehirleyici etkisinden biliyoruz.
oksidasyonu çok kolay gerçekleşiyor.
Bir de nayloncular tarafından yok pahasına naylonla değiştirildiği dönemleri hatırlıyoruz.
Eski eşyalarına sahip çıkanlar bakır kap kacak, kazan, tencere, tavalarına sahip çıkmış onları çatılarında saklamaya devam etmişler.
gümüşten sonra en iyi ikinci iletken olduğu belirlenmiş.
Simgesi Cu, Kıbrıs adasının isminden geliyormuş.
Bilinen ilk bakır işleme bölgesi burasıymış.
insan vücudunda da belli bir miktarda bakır bulunmaktaymış ve fazlası, kalıtsal bir hastalık olan Wilson hastalığına neden olup karaciğerde hasar meydana getiriyormuş.
kişinin evlendikten sonra kendisinin yavaş yavaş dağlarda özgürce uçan kartaldan, çifte koşulmuş bir canlı türüne dönüştüğünü hissetmemesi için yapılması gereken bazı şeyler var. :)
öncelikle sorumluluk ve özgürlük dengesini iyi kurması lazım.
Bu kurulabilir mi ?
Hayır kurulamaz. :) :)
Konu kapanmıştır.
Şaka şaka yeteri kadar emek verilirse kurulur tabi.
Neyse böyle kestirip atmak çok saçma.
çocuk sahibi olmak demek zaten fedakarlığı baştan kabullenmek demek.
Bunu seve seve yapmayacak insan çocuk sahibi olmasın.
Kesinlikle bu sorumluluğu taşıyamayacak ve bunun için her türlü savaşı göze alamayacak insan çocuk sahibi olmasın.
Bu sorumluluğu almadan önce iyice gözlem yapsın.
Yerken, içerken, gezip tozarken, riskleri hesaplarken, dünyaya şekil vermeye çalışırken çocukları gözünün önüne getiremiyorsa yani yaradılışında bu yoksa hem kendi mutsuz olur hem de çevresindekileri perişan eder.
Zaten insanlar en çok çocukları için kendini paralayan insanlara üzülür ve onlara yardım etmek için ellerinden geleni yaparlar. Çünkü bu çaresizliğin hiçbir şeye benzemediğini bilirler.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
zıplayan fasulye de diyorlar ama neden zıpladıklarını bilmiyorum.
ona da biraz bakalım:
bizim fasulyeler gibi onların fasulyesinin içine de güveler larva bırakıyormuş.
larvalar bu fasulyeleri yiyip bitirip içini boşaltıyorlarmış.
fasulyelerin zıplama nedeni içindeki güvelerin hareketiymiş efendim.
yedik, büyüdük, daha serin ve güzel bir yer için kıpırdanıyoruz demek istiyorlarmış.
kısacası zıplamayanı bulmak daha makbul.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |