Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
hayatımda bir kere zerde tatlısı yedim.
Bence içinde safran da yoktu.
İsmini öyle yazmışlar listeye.
Üniversite yemekhanesinde yemiştim.
Güzel görünüyordu ama tadını şöyle tarif edeyim:
Nişasta ve musluk suyunu muhallebi gibi pişirdiğinizi, daha doğrusu nişasta da değil jöleyle suyu pişirdiğinizi ve içine sarı gıda boyası ve biraz şeker kattığınızı düşünün. Tadı yoktu.
Şekerli suyu jöle kıvamında hazırlayıp kaplara koymuşlar.
Tatlının aslını merak etmiyor değilim.
Muhakkak güzeldir.
Ama o yalnızca tadına baktığım şeyi hatırladıkça midem bulanıyor.
Not: Bir iki araştırdıktan sonra yediğim şeyin zerde tatlısıyla uzaktan yakından ilgisi olmadığını fark ettim. İçinde pirinç, nişasta, zerdeçal, safran, kuş üzümü ve yerine göre çam fıstığı ve şeker yerine bal da bulunabilen bu tatlının normalde çok lezzetli bir tatlı türü olması gerekiyor. Rengi ise parlak sarı ile turuncu arası bir renkte olması gerekiyormuş.
Tanımını ben de yapamam.
Geniş ve dereceleri farklı bir duygu.
Bilinmezlik karşısında duyulan endişe de diyebiliriz, öngörü neticesinde gelişen, beliren olasılıklar karşısında duyulan aşırı kaygı durumu da diyebiliriz, herhangi bir dayanağı olmayan, tamamen kişiye bağlı gelişen yoğun stres de denir herhalde.
Tek bildiğim şu yaşadığımız günlerde sevgi ve güven duygusundan çok bu duyguyla haşır neşir olduğumuz.
Sevgi, güven ve bilgi aktarımı yapabilen aklı başında bilge insanlara ihtiyacımız var.
şehit kabri ziyaretine giden lise talebeleri tarafından sesi duyularak kurtarılan bebek.
Yüzü bir kıyafet parçasıyla örtülü olarak bulunmuş.
Belli ki biri bulsun diye değil kesin olarak ölsün diye gömülmüş.
Fatma bebeğin görecek günleri, çizilen bir kaderi var belli ki.
Mucize gibi bir kurtuluşla hayata tutundu.
Hayata başlaması ve tutunması, hikayesi ibretlik.
İnsana kaderi derin derin düşündürüyor.
İnsanlar yeni doğan bebeklerini sabahlara kadar nefes alıyor mu diye seyrediyor.
Uyumuyorlar 40 gün 40 gece.
besledikten sonra gazını çıkarıp bir terslik olmasın diye seyrediyorlar.
Söyleyecek pek bir şey yok.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |