Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
çok zor mevzulardan biri.
Dün itibarıyla makasla bir çalışmam oldu.
KAn ter içinde kaldım.
Şunu fark ettim:
Köpek kuaförlüğünü seve seve yapabilirmişim. :)
Sıpa sürekli ellerimi ısırdı.
Makası ağzına almaya çalıştı.
Az kalsın kulağını kesecektim.
Terbiyesiz mendebur hayvan. :)
Bu bebekliğinde de böyleydi. Hiç akıllanmamış.
İyi de bu sıcakta bazıları keçeleşmiş tüylerinden kurtulması gerekiyordu.
Kırpık kırpık oldu ne yalan söyleyeyim biraz tipsizleşti ama buna değdi.
Bir naylon poşet dolusu tüy çıktı.
Bir de her tarafı hortumla yıkayıp temizlemek gerekti.
Tam da bu mevsimde deli gibi çiçeklenen, üzerinde binlerce arı olan ağaç.
Çiçekleri kokmuyor ama her tarafı çiçek dolu.
ne ağacıdır bilmiyorum ama arıları doğrudan üzerine toplamış.
çiçekler üzerimize kar gibi yağıyor.
Altında durunca masal alemine girmiş gibi oluyorsun. :)
Çok güzeldi ne ağacı olduğunu bulmam lazım.
Ben şeker ağacı dedim ona çünkü çiçeklerinde bolca nektar olduğu çok belli.
Başlangıçta önemsemedim.
Beni ilgilendirmez dedim ama ilgilendirmeye başladı.
Şu uygun fiyata verilen sebzeleri daha usturuplu bir yere, arka ya da yan tarafa koysalar da vatandaş rencide olmasa olmaz mı ?
Gidip konuşmayı düşünüyorum.
Düzelmezse artık orayla işim kalmadı demektir.
Kadın üzümleri ayıklıyordu, kızı da mahcup mahcup başında bekliyordu.
Bu kadar saçmalamaya gerek yok.
Aynı reyonun yan tarafına dahi koyulabilir.
Ücretsizdir ya da fiyatı şu kadardır denebilir.
Hatta ücretsiz reyonuna katkı sağlamak isteyen vatandaşlar da sebze meyve alıp bırakabilir.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
zıplayan fasulye de diyorlar ama neden zıpladıklarını bilmiyorum.
ona da biraz bakalım:
bizim fasulyeler gibi onların fasulyesinin içine de güveler larva bırakıyormuş.
larvalar bu fasulyeleri yiyip bitirip içini boşaltıyorlarmış.
fasulyelerin zıplama nedeni içindeki güvelerin hareketiymiş efendim.
yedik, büyüdük, daha serin ve güzel bir yer için kıpırdanıyoruz demek istiyorlarmış.
kısacası zıplamayanı bulmak daha makbul.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |