Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
yaşlı annesini hastane kuyruğunda bekletmek istemediğinden hemen en öne alıyor.
Sırasını bekleyen vatandaşlar olarak buna kesinlikle bir itirazımız yok, olmaz zaten.
ama nezaketen bir onayımızı alsa ya da teşekkür etse sadece yüzünü bize dönüp bir kez gülümsese pek bir şey kaybetmezdi.
Ona sorsanız annesine hizmet ettiği için mutlu ve huzurludur.
İyi de o kuyrukta en az annesi kadar görmüş geçirmiş yaşını başını almış bir amca da vardı.
Görevli haksızlık olmasın diye sırası olan o amcayı almayı tercih etti.
xxxxxxxxxxxxxxxxxx
Acelem vardı, bir ilacı ( yanık için ) acil yetiştirmem gerekiyordu; hemen bir taksiye bindim ve yola çıktım.
Yolumuzda ilerlerken Taksici durdu ve tanıdığı bir kişiyi bana sormadan ön tarafa aldı.
Adam taksiye bindi ve sohbet etmeye başladılar.
Sonra onu ineceği yerde bıraktı ve yola devam etti.
Taksiden inen kişi kapıyı çatt diye kapatıp gitti.
Ne bir teşekkür, ne bir ücret teklifi ne de müşteri olan bana karşı bir selam. Hiçbir şey yok.
Laf aramızda adam bir akademisyendi.
iki gündür gördüğüm saçma sapan rüyalardan 5 sezonluk dizi çekilebilir.
Beynim karnaval alanına döndü.
Hiç tanımadığım, daha önce görmediğim, şimdi görsem çıkaramayacağım bir sürü insan kafamı davula çeviriyor.
İşin ilginç tarafı ilk defa rüyamda gündüz dolaşıyorum.
Üst geçitlere tırmanıyorum, kum tepelerini aşmaya çalışıyorum, iğrenç şeylerin üzerine basıyorum falan.
Ulaşmaya çalıştığım saçma da bir hedef oluyor.
Bu çok nadir olur, rüyalarım hep alacakaranlıktır ya da sadece anlık sesler ve konuşmalar vardır.
Görüntüler net değildir ya da kişiye ya da nesneye odaklıyımdır.
En korkunç kabuslarımda gece yarısı okul koridorlarında dolaşıyorumdur. ( Ortak travma )
Neyse belki de şu saçma C vitamini efervesan yüzündendir. Asitli masitli de olsa içeyim bari dedim.
Kafam curcunaya döndü.
Son baktığım kitabı yazayım dediğim başlık:
Bilinçli beslenme ansiklopedisi: Hatif R. ÖĞE yazmış.
Demir bakımından zengin besinlere bakıyordum.
Kitap deyince aklıma iki kitabevi gelir.
Gençlik kitabevi bir de Nezih kitabevi.
Bu kitabevlerine Yolu düşmeyen kalmış mıdır acaba ?
Sahafları saymıyorum tabi.
Onlar Çok daha özel.
Sahaflık yapanlar çok bilgili insanlar, ne zaman yolum onlara düşse mutlaka bir hatamı düzeltiyorlardı. Hiç de gocunmuyordum. Onlarla sohbet etmek gerçekten güzel. Kitap alıp kedilerini seviyordum. Neyse.
Kadıköy Sahaflar Çarşısı, Beyazıt sahaflar Çarşısı, Beyoğlu sahafları ...
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
zıplayan fasulye de diyorlar ama neden zıpladıklarını bilmiyorum.
ona da biraz bakalım:
bizim fasulyeler gibi onların fasulyesinin içine de güveler larva bırakıyormuş.
larvalar bu fasulyeleri yiyip bitirip içini boşaltıyorlarmış.
fasulyelerin zıplama nedeni içindeki güvelerin hareketiymiş efendim.
yedik, büyüdük, daha serin ve güzel bir yer için kıpırdanıyoruz demek istiyorlarmış.
kısacası zıplamayanı bulmak daha makbul.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |