Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
2020 yapımı pixar animasyon filmi.
Küçüklerden çok yetişkinlere hitap ediyor gibi duran animasyon filmidir. Çocuklar için biraz ürkütücü diyebilirim.
Yıllar yıllar geçti ve hiçbir animasyon filmi ilk örnekleri kadar iyi olamadı.
Shrek serisi , Kayıp balık nemo , Tersyüz, Avatar gibi sağlam hikayelerle çekilebilen animasyonlar çok sınırlı.
Okunuşu: Tasiya, doğru yazımı Tarsier ( Başlık yanlış )
Sadece güneydoğu Asya'nın tropik adalarında yaşayan bir primat türüdür. Diğer isimleri cadı maki. Çok küçüktürler. Boyları 10 ila 15 cm. arasında değişmektedir. İsimleri, tarsus adı verilen ayak kemiklerinden gelmektedir. isimleri maki olmasına rağmen makimsi olarak sınıflandırılan ve Madagaskar adasında yaşayan primat grubuna dahil değildirler. kuru burunlu maymunlar sınıfına giriyorlarmış. Cadı denmelerinin sebebi belirtilmemiş fakat gece yaşıyorlar ve gözleri biraz ürkütücü. Belki o yüzden böyle bir isim verilmiştir.
Maymundan çok yarasayı andırıyorlar ve küçük böceklerle geceleri besleniyorlar. Gözleri aşırı büyük. beyinlerinden daha büyük gözleri varmış.
deyimdeki "Punt" kelimesi ile ilgili çeşitli iddialar ortaya atılsa da TDK sözlüğünde: " en uygun zaman, fırsat, olanak " olarak tarif edilmiş.
Ayrıca denizcilikte bir geminin seyir halinde harita üzerinde bulunduğu yeri mevkii de punt olarak ifade ediliyor.
sesli harfle başlayan bir ek aldığı için "t" harfi yumuşamış ve "d" ye dönüşmüş.
Punduna getirmek yani uygun anı kollayarak fırsat yakalayıp isabetli davranmak.
Kelimenin italyanca kökenli olduğu belirtiliyor.
Punta kelimesinden geldiği iddia ediliyor.
Punta torna tezgahındaki torna işlemini yapan sivri ucun adı. nesneleri sabit tutmaya yarıyor. Kısacası isabetli işlem yapmayı sağlayan bir makine parçası.
Bir de punta makinesi varmış. Metal parçaları birbirine kaynak yapmaya yarayan bir tür kaynak makinesi.
Bir iddia da italyanca punto kelimesinden geldiği. Punto İtalyanca nokta demekmiş.
Nokta atışı yapmak gibi bir şey herhalde.
Bana en mantıklı gelen açıklama " uygun mevkiye getirmek" anlamında denizcilik teriminden alınmıştır gibi geliyor.
Eskiden Cadu, Cazu, Cazı olarak tanımlanırken son halini almış ve cadı olarak isimlendirilmiş.
Dilimize Farsçadan geçmiş bir kelime. Orijinali " Jadu "
Büyücü anlamına geliyormuş.
Dünyanın dört bir yanında kabilelerinde ebelik, şifacılık, otlardan ilaç yapma, dini ayinler düzenleme gibi görevleri üstlenen kadınlara zamanla yapıştırılan etiket avrupa'da Wicca ( Germen ve Kelt kültürleri ) zamanla kötü bir anlama büründürülmüş.
İncil'de öyle bir emre rastlamadım ama ortaçağda kilise adını verdiğimiz otorite çok güçlü bir pozisyona gelip yerini sağlamlaştırdığında bu tip bilgili kadınlara her nedense savaş açmış. Bu da haçlı seferleri sonrası güçlendiği döneme denk geliyormuş.
Katolik rahipler cadıların neden hep kadınlardan çıktığını izah etmişler: Kadınlar zihnen zayıf ve ahlaken düşük olduklarından bu tür yollara tevessül ediyorlarmış.
Tarih boyunca bir şekilde bir çekiç ele geçirip de bir başkasının kafasında bu çekici denemeyen yok gibi.
Oysa bahçesindeki ayrık otlarını bir engel olarak görmeyip gelişmesine izin veren insanlar da var yeryüzünde.
En korkunç cadı avları vakti zamanında İngiltere'de gerçekleştirilmiş. Üzerlerine atılı suç: Şeytanla işbirliği yapmak. suçlar işkenceden kurtulmak için çabucak itiraf edilmiş.
Kıta Avrupa'sında diri diri yakmak tercih edilirken İngiltere'de cadıları asmayı tercih ediyorlarmış. Papa'nın onayıyla ortalığın karışık olduğu dönemlerde uygulanan bir yöntemmiş. Kısacası 16. yüzyıl korkunç ve karanlık bir yüzyıl olmuş.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
memurlara yöneltilmiş bir serzeniş başlığı.
mesela işçi sorunlarından
veya başka sorunlardan
bahsedilmemiş olduğuna göre.
bu başlığı sorunları olan memurların doldurması gerekiyor diye düşündüm.
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |