Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Türkiye'ye gelen yabancılar en çok sokak kedilerinin çokluğuna ve onları çok seviyor oluşumuza şaşırıyorlarmış.
konuşurken ellerimizi kollarımızı çok fazla kullanmamız onlara farklı geliyormuş.
Bir olay olduğu zaman hemen yoğun bir kalabalığın toplanması, ambulans geçerken insanların camlara toplaşması onlara değişik geliyormuş.
kolonya, çay tüketimimiz, sıklıkla "tüh" ünlemini kullanmamız, evde ayakkabı giymememiz...
listeyi siz tamamlayın. :)
bu pahalılıkta önerebileceğim kitaplar, en erişilebilir olanlar olacak.
okul kütüphaneleri, arkadaş kitaplıkları, sahaflar vs. bizi bekiyor.
kitabevleri zaten tıka basa test kitaplarıyla doldurulmuş durumda.
ocağına incir ağacı dikmek deyimi olmasa
evde bakıp belki sığmaz diye bonsai yapabileceğim ağaç.
yok yok bonsai yapmam.
günah bence işkence gibi bir şey.
kökleri korkutuyor, başka bir sıkıntısı yok bence.
çocukken yaprağının sütü değmişti ağzım gözüm yara olmuştu.
o yüzden sütünden uzak dururum.
incir de zeytin gibi diğer tüm meyveler gibi mübarek.
kendini ifade etmenin estetik yollarından biri de bileklik takmak.
en orijinallerinden birini yaklaşık 30 sene önce görmüştüm.
Yanılmıyorsam gümüş bir çatal özenle bükülüp şekillendirilmiş, dişleri tek tek kıvrılmış ve kola takılan şık bir aksesuara dönüştürülmüştü.
biraz dikkatli inceleyince bu takının hayatına çatal olarak başladığını anlıyordunuz.
görsellerden tarayarak benzer şekillerde üretilenlerini gördüm ama hiçbiri bu antika çatalın yerini tutmuyor.
bileklik sayılmasa da kola takılan bir aksesuar olarak başlıktaki yerini alsın.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
memurlara yöneltilmiş bir serzeniş başlığı.
mesela işçi sorunlarından
veya başka sorunlardan
bahsedilmemiş olduğuna göre.
bu başlığı sorunları olan memurların doldurması gerekiyor diye düşündüm.
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |