Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Tabiattan ya da atık ürünlerden temin edilebilen çeşitli malzemelerle yapılan ürünler olabilir mesela.
akarsuların sürüklediği ağaç dalları, çam iğneleri, saz, hasır, deniz kabuğu , deniz taşı , kabak , ceviz kabuğu, kozalak, kağıt, atık metal, eski yün - iplik vs. gibi malzemelerle üretilen el sanatı ürünleri.
kuvvetle muhtemeldir ki yaş grubu ve sıralama olarak tanışmak durumunda olacağımız aşı türü olduğu için şimdiden öğrenmemiz gereken aşı.
Başlangıçta türkiye'de 16 farklı aşı çalışması yapılmaya başlanmış.
Çalışmaları Tübitak ve Tüseb destekliyormuş.
Beş tanesi klinik öncesi dönemi tamamlamayı başarmış.
Erciyes Üniversitesi'nin çalışmaları başarılı olmuş.
Halihazırda konuşulan aşı Erciyes üniversitesinin çalışmalarıyla elde edildi.
bu arada veteriner hekimlik bölümlerinin önemi de ortaya çıktı.
Zoonoz kürsüleri bu fakültelerde çünkü.
Aşıyı da onlar geliştiriyor.
Bu konuda bilgi bulamadım.
Aşı Araştırma ve Geliştirme Merkezi ( Eragem ) ismi kullanılmış.
Aşı inaktif aşıymış.
fiziksel ya da kimyasal yöntemlerle öldürülmüş mikroorganizmaları içeren aşılara inaktif aşı deniyormuş.
İnsan deneylerine başlanmış.
Faz 2 sonuçları bu ay sonu itibarıyla Bakanlığa rapor halinde sunulacakmış.
Faz 3 e geçilmesi hızlanmış.
Faz 3 çalışmasına Mayıs ayında başlanacakmış.
Faz 3 için gönüllüler belirleniyormuş.
İlk verilerden çok iyi sonuçlar elde edilmiş.
Ayrı bir çalışma mı bilmiyorum ama Odtü ve Bilkent ortak çalışması Prof İhsan Gürsel ve eşi Prof Mayda Gürsel'in parçacıklara dayalı VLP ( virüs benzeri parçacıklara dayalı aşı çalışması ) da DSÖ listesine girmeyi başarmış.
Yıl sonu ya da 2022 başı itibarıyla kullanıma hazır halde olacağı tahmin ediliyor.
Prof. İhsan Gürsel , Prof. Mayda Gürsel çalışmaların başında bulunuyormuş.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
zıplayan fasulye de diyorlar ama neden zıpladıklarını bilmiyorum.
ona da biraz bakalım:
bizim fasulyeler gibi onların fasulyesinin içine de güveler larva bırakıyormuş.
larvalar bu fasulyeleri yiyip bitirip içini boşaltıyorlarmış.
fasulyelerin zıplama nedeni içindeki güvelerin hareketiymiş efendim.
yedik, büyüdük, daha serin ve güzel bir yer için kıpırdanıyoruz demek istiyorlarmış.
kısacası zıplamayanı bulmak daha makbul.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |