Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
dün akşam biraz sarsıldım.
elimde büyük büyük annemizin bir vesikalık fotoğrafı vardı.
çok eski, sepya dedikleri türden, silik bir kimlik fotoğrafı.
belki de tek gençlik fotoğrafı.
Kimlikte doğum tarihi 329 yazıyor.
Bu ne demek bilmiyorum.
Eğer hicri 1329 olarak kabul edersek miladi 1911 görünüyor.
kimliğin verilme nedeni zayi.
dini islam, mezhep hanesi boş.
ismi fatma, anne adı Havva
fotoğrafı o kadar silik ki gören biri hayalet gibi diyebilir.
onu fotoğraf programlarıyla düzenledik ve geri çağırdık.
Tanıdığımda 100 yaşına yaklaşmıştı oysa resimde 20 lerinde ancak görünüyor.
onu görürsem nasıl tanıyabilirim ki diye düşünüyordum saçma sapan bir şekilde.
artık düşünmem, gençliğini biliyorum.
Ben bir gün o resmi cebimden düşürmüştüm.
baktım resim yok.
gerisin geri dönüp her yeri adım adım gezmiştim.
o kadar üzgündüm ki ...
düşürdüğüm yerde buldum, beni bekliyordu.
kimse ilişmemiş üzerine de basmamış.
hemen aldım daha güvenli bir yerde sakladım.
aklıma ayşe kız ve watteau geldi.
Ayşe kızın arkasında kimse durmaz.
Ayşe kızların,
ne şaheserler ürettiğini bilirler, kendilerine göre sudan ucuz fiyata alır duvarlarına asarlar ama kimse adlarını
anmaz.
kimse tantanalarını yapmaz.
olsun biz biliyoruz, bilen biliyor.
biraz kıyaslama yapmak gibi oldu ama
Picasso'nun anadolu kilimlerimiz hakkında ne düşündüğünü bilmek isterdim.
cam silme fobim var.
kendim çıkıp silemem.
başkasının çıkıp silmesine de izin veremem.
aklıma korkunç senaryolar gelir.
mesela deterjan/ camsil püskürtmüştür yerler o deterjanla ıslanmıştır, terlik ya da ayak kayar güm aşağıya.
eller deterjanlıdır pervazı tuttuğunu zanneder el kayar güm aşağıya.
o gün kafam yerinde zannediyordur bir anda tansiyonu düşer, aşağıya bakar vertigo etkisi olur güm aşağıya.
kilo almıştır eskisi gibi çevik olduğunu zannediyordur dengesini kuramaz güm aşağıya
camı silerken kalorifer peteğine basar, petek beni taşır zanneder petek kırılır güm aşağıya
mermer iyi yapıştırılmamıştır, güm aşağıya
merdivene basarak çalışıyordur merdiven iyi oturmamıştır, basamağı kırılır, dengesi bozulur güm aşağıya
benim senaryolarda her türlü aşağıya uçuluyor.
aslında otobüs molalarında fırça ve hortumla ne güzel yıkıyorlar otobüsleri.
evet evde güzel bir çift taraflı cam silme fırçası ve ona uydurulmaya çalışılan bir sürü sopa var.
yalap şalap da olsa camlar temizlenir ve düşme riski olabildiği kadar azaltılır.
10 Kasım 2023
Bu kez yüzüncü yılımızdayız.
sana selam, sevgi sana bütün cihan saydı bu milleti.
Mustafa Kemal özgürlük demek en güzel şarkıdır dudaklarda...
Belgeseli izliyorum.
Askerlerin kıyafetlerini anlatıyor.
çarıklar, günde 10 saatten fazla yürüyen milli mücadelenin kahramanlarının ayaklarında inceliyor. Delinmeye başlıyor.
çarıkların içini sığırkuyruğu otuyla dolduruyorlar.
yoksa ayaklarının altı parçalanıp yara oluyor.
pıtrak tohumları diken gibi saplanıyor.
ülke 10 yıldan uzun süredir savaşta.
artık yorulmuş...
askerlerin kıyafetlerini halk el birliğiyle toparlıyor sürekli evinden ocağından söküp getiriyor.
kıyafetlerde birlik bile yok, herkes yöresel kıyafetiyle savaşa katılmış.
işgal kuvvetleri hepsini özel tim zannediyor çünkü farklı farklı gruplar halinde mücadeleye katılmışlar...
ülke çok ama çok zor dönemlerden geçmiş...
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
zıplayan fasulye de diyorlar ama neden zıpladıklarını bilmiyorum.
ona da biraz bakalım:
bizim fasulyeler gibi onların fasulyesinin içine de güveler larva bırakıyormuş.
larvalar bu fasulyeleri yiyip bitirip içini boşaltıyorlarmış.
fasulyelerin zıplama nedeni içindeki güvelerin hareketiymiş efendim.
yedik, büyüdük, daha serin ve güzel bir yer için kıpırdanıyoruz demek istiyorlarmış.
kısacası zıplamayanı bulmak daha makbul.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |