Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
İşe yarıyor demek ki diyebileceğim tabaklar.
Mutfaklar konusunda aşırı cahilim.
Sorsalar malzemelerini zar zor sayarım.
Pişirme yöntemlerinden, soslardan vs. hiç anlamam.
Kuru fasulyenin yanına pirinç pilavı ve cacık boyutundan çok yukarılara çıkamadığımdan ...
Neyse.
Aklıma bir olay geldi.
Eğitimci bir arkadaş seminer için otelde bulunuyordu.
Ben tamamen konunun dışında biri olarak eğitime katılanları ve eğitim verenleri vs. objektif olarak gözlemleyebiliyordum. Akşama kadar bir köşede oturup hem notlarımı okuyor hem çayımı içiyor hem de ortamı izliyordum.
Öğlen arasında yemek molası verildi.
Adam gitti tabağına ağzına kadar spagetti doldurdu ve onu bir güzel yedi.
Diğerleri hala açık büfenin önünde salataları inceliyorlardı.
Dedim ki: Şu adamdaki yaşama sevincinin onda biri bende olsa dünyayı yerinden oynatırdım. :) :)
Filmin senesine bakıyorum ve o dönemde 2 yıllık mezun olarak görünüyorum.
Hiç sinemaya gitmemişim o ara.
niye gitmemişim acaba ?
Çarşı pazar sohbetler açık hava daha cazip.
Kafeler, kitabevleri cıvıl cıvıl.
Koskoca üniversite hayatım boyunca 4 kere falan sinemaya gitmişim.
Son gittiğim film ya Copland ya Amistad olmuş.
diyerek Düş kapanı Filminin yapım yılının da 2003, ABD- Kanada ortak yapımı, Stephen King roman uyarlaması olduğunu da belirtelim.
Film pek beğenilmemiş.
Hemen bakalım niye beğenmemişler.
Bizde rüya avcısı olarak gösterime girmiş.
Beklentinin çok altında vasat bir uzaylı istilası filmi ile karşılaşan seyirciler ikinci yarıda salonu terk etmiş.
Galiba ben de izlemiştim sonradan. :)
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
memurlara yöneltilmiş bir serzeniş başlığı.
mesela işçi sorunlarından
veya başka sorunlardan
bahsedilmemiş olduğuna göre.
bu başlığı sorunları olan memurların doldurması gerekiyor diye düşündüm.
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
zıplayan fasulye de diyorlar ama neden zıpladıklarını bilmiyorum.
ona da biraz bakalım:
bizim fasulyeler gibi onların fasulyesinin içine de güveler larva bırakıyormuş.
larvalar bu fasulyeleri yiyip bitirip içini boşaltıyorlarmış.
fasulyelerin zıplama nedeni içindeki güvelerin hareketiymiş efendim.
yedik, büyüdük, daha serin ve güzel bir yer için kıpırdanıyoruz demek istiyorlarmış.
kısacası zıplamayanı bulmak daha makbul.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |