Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
yanlış anlamadıysam ki
yanlış anlamış ya da eksik anlamış da olabilirim:
mühendisler problemlere yaklaşırken
zihinleri alıp başını gitmiyor.
konuyla alakalı olan, az alakalı olan ve alakası olmayan faktörleri analiz ettikten sonra
bunları tek tek denklemin içine dahil ediyorlar.
verilenler, istenenler ...
sistemi kafalarında çok boyutlu olarak canlandırıyor ve varsa problemi çözmeye çalışıyor
yoksa sistemi anlamaya ve açıklamaya çalışıyorlar.
galiba analitik zeka dedikleri de böyle bir şey.
a faktörü, tanımı, bu böyle bir şeydir, böyle böyle etkileri vardır, bilinen yönleri budur, henüz bilinemeyen yönleri de budur.
b faktörü de şöyledir.
c faktörü de böyledir.
sonuç: akıl yürütmek sistematik bir eylemdir. Her türlü konuda olması gerekmektedir. Aksi durumda evrenin işleyişine aykırı durumlar ortaya çıkmaktadır.
başlığa bakınca şey aklıma geldi:
Kitaplar basılmadan önce redaktör kontrolünden geçiriliyor ya.
Yazarların gerçek metinlerini görmeyi çok isterdim.
bütün bunlar da yayınevlerine ait sırlardan biridir herhalde.
Kim bilir hangi yazarlar hakkında neler neler konuşuluyordur.
Ay sorma hayatım , toparlayana kadar neler çektim şekerim, cümlelerinin kıçı başı ayrı oynuyordu. Aslında kitabı ben yazdım desem abartmış olmam...
tok karnına gitmek lazım
ben olsam tam donanımlı bir yere giderdim
hafta sonunu tercih ederdim çünkü kan bağışlanıp üzerine çalışmak zor olabilir
bir iki dakika değil, biraz uzun sürüyor
ağrısı vs. yok
hafif baş dönmesi de oluyor, uçma hissi de oluyor, hafifleme hissi de olabiliyor
kanlara tahlil yapılıyor diye biliyorum ama bir iki HIV bulaşma olayı basına yansımıştı
sağlıkçılar daha güzel bilgi verir ama kan değerlerini bilmek de önemlidir herhalde
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |