Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Her zaman değil ama bazen
çocuklar ailelerinin kendilerini aşırı denetlediğini ya da kendilerine baskı yaptığını düşünür.
aklıma hep bir film sahnesi gelir.
Uzay boşluğunda metal bir uzay kapsülünün içindeki astronot şöyle der:
Sonsuz ve ürkütücü görünen şu uzay boşluğundan bizi bu incecik metal parçasının ayırdığına inanamıyorum.
Çocuklar ailenin ne kadar ince ve kırılgan olduğunu bilmez çoğu kez.
Kendini sonsuz bir güven ve sevgi ağının içinde zanneder.
Ebeveynlerinin korku, endişe ve zorlanmalarından çoğu kez habersizdirler.
Sorun varsa aile bunu bir şekilde halletmelidir.
Şimdiye kadar göze aldıkları şimdiden sonra yapmak zorunda olduklarının (!) da garantisidir.
Nasihatler, akıl vermeler, aktarılan tecrübeler hep kafa ütüleme olarak algılanır.
Havaya bakıp derin nefes alan, aynı şeyleri duymaktan bıkan çocuk...
Bir bilseydin çocukluktan ileri yaşa nasıl bir hızla ışınlanacaksın.
anladığım kadarıyla her okul, her okul idarecisi bireysel olarak inisiyatif alarak çeşitli tedbirler geliştirecek.
Çünkü müştereken alınmış ve açıklanan bir karar henüz yok.
Teneffüse çıkış, sınıf seyrekliği, okul temizlik ve hijyeni, maske kuralları, ikili öğretim gibi alınabilesi tedbirlerle ilgili hiçbir açıklama olmadığı için, her koyun kendi bacağından asılacak.
terazi tarzı intikamı açıklayabileceğim başlık.
:)
Başka tür intikamları pek bilmiyorum.
Ebediyen yok saymak,
Ters yöne gitmek,
Duymamak,
Cevap vermemek, tepki vermemek, hiçbir şey yapmamak, fişi tamamen çekmek,
Hiç var olmamış gibi davranmak,
duvar olmak,
Tercihli belleksizlik,
Keenlem yekûn addetmek.
Herkesin farklı şekilde cevaplayacağı soru.
Her yere atlama, her yerde bulunma isteğin azalır,
Gereksiz yüklerden kurtulursun,
Neyi istediğin ve neyi kesinlikle istemediğin kafanda netleşir,
Elde edemeyiş üzüntülerin ve elde ediş sevinçlerin azalır törpülenir,
Gereksiz heveslerden sıyrılırsın,
Senin için önemli olan konular ön plana çıkar,
...
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |