Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
"Zindan bana bunların davet ettiklerinden daha sevimli."
Şimdi bir adam bunu söyledikten sonra baş kadın kahramana ne diyelim ?
Şu veya bu şekilde evlenmişsin.
eşin güçlü ve zengin bir ülkede üst düzey yöneticiymiş.
Bol parası da varmış.
Senin de bir elin yağda bir elin baldaymış.
eşin eve köle pazarından çocuk yaşta bir yardımcı getirmiş.
çocuk sizin elinizde büyümüş.
neresinden baksan aranızda var en azından iyimser tahminle 10 yıl yaş farkı.
Boşanmayı gözün yememiş, lüksü ve konforu terk etmemişsin ya da riske girmek istememişsin her neyse Sana bir şeyler olmuş, tutmuş genç delikanlının gömleğini yırtmışsın.
Olmaz, bana böyle ihanet yakışmaz demiş, seni reddetmiş anlamamışsın.
Bu nasıl aşk anlayışı bilemedim.
parayla pazardaki hayduttan insan satın almayı kabulleniyorsun.
ticari kervan diyorlar ama yolda bulduğu çocuğun sahibini aramayıp pazarda satan adama günümüzde haydut denebilir.
günümüzde değil her zaman bu söylenebilir.
Bu çocuk kimdir, kimin nesidir, belli ki buralara yabancıdır demiyorsun.
Hayatına bir güzel ipotek koyuyorsun.
getir götür işlerini, şunu bunu yaptırıyorsun.
Sonuçta çocuğun bir ağzı bir de dili var. Sorsaydın sana anlatırdı beni abilerim kuyuya attı bu herifler de kuyudan çıkarıp beni pazarda size sattı diye.
Sen bu çocuğu dinlemeye bile tenezzül etmemişsin.
isteseydin çok saygın bir insan olan babasını bulur çocuğu ona teslim ederdin.
Neyse sonra delikanlı olunca iftiraya uğrayıp hapsi boyluyor korkudan ya da kim bilir ne sebepten gıkın çıkmıyor.
adamın hapislerde çürümesine göz yumuyorsun.
sırf evli barklı kadın olduğun için namus lekelenmesin diye olayın üzeri örtülüyor.
Buradan da Züleyha'nın muhteşem aşkı mı doğuyor ne doğuyor anlamadım.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |