Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Hatay'da 20 günlük kerem ağırtaş enkazdan sağ olarak çıkarılmıştı.
60 saat enkaz altında beklemiş.
çıktığında annesinin bir tutam saçı parmağına dolanık vaziyetteydi.
belki de annesi kimliği belli olsun diye son anda böyle bir şey yapmaya karar vermişti.
ya da ekipler böyle bir şeyi akıl ettiler.
ailesi ne durumda, annesi kurtarıldı mı, bebek şu anda nerede aslında herkes merak ediyor.
Gassal ablaların inanılmaz anılarını ağzım açık izliyorum.
aynı zamanda mesleklerinin de verdiği olgunlukla ruhaniyetlerinin ve merhamet duygularının nasıl geliştiğine hayranlıkla bakıyorum.
genç bir kadın getirmişler.
yeni evliymiş ve bir de küçük çocuğu varmış.
getirildiğinde güler vaziyetteymiş.
kanserden vefat ettiği söylenmiş.
gassal kadın mevtayı merak etmiş ve soruşturmuş:
akrabaları tarafından kendisine, çok iyi bir insan olduğu; maneviyatının kuvvetli olduğu söylenmiş.
"kimsenin kalbini kırmamaya çalışırdı." denmiş.
bir gece rüya gördüğünü; Hz. Muhammed'in ( Sav. ) şu tarihte, şu gün, şu saatte hazırlan, seni yanımıza almaya geliyoruz dediğini nakletmişler.
bu eleman kovaya geçiyormuş.
despotik hareketler yapmamalıymışım.
kimseye bağırıp çağırmamalıymışım.
kaçmayı çok seviyormuşum.
kaçma pozisyonuna da geçmemeliymişim.
ee şimdi ben 20 sene boyunca despotluk yapmadan ( bu kolay, hiç işim olmaz )
türlü çeşitli sıkıntılara katlanarak ( Buna dünyamı değişmek ve rahmete kavuşmak da dahilmiş )
sabırla dönüşerek
nasıl devam ederim ?
bunu da detaylandırsalar ne güzel olur.
tüm kova bağlantılı arkadaşlara sevgilerimi ve selamlarımı gönderiyorum.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
zıplayan fasulye de diyorlar ama neden zıpladıklarını bilmiyorum.
ona da biraz bakalım:
bizim fasulyeler gibi onların fasulyesinin içine de güveler larva bırakıyormuş.
larvalar bu fasulyeleri yiyip bitirip içini boşaltıyorlarmış.
fasulyelerin zıplama nedeni içindeki güvelerin hareketiymiş efendim.
yedik, büyüdük, daha serin ve güzel bir yer için kıpırdanıyoruz demek istiyorlarmış.
kısacası zıplamayanı bulmak daha makbul.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |