Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
doğal yollarla elde edilen bir tür ziftin diğer adı.
Kara çamdan elde ediliyormuş.
genel olarak katranın bir diğer adı da zift.
katran; kömür, linyit ya da odundan elde edilebilen bir malzeme.
soğukta sertleştiği gibi ısıyla birlikte eriyerek daha akışkan hale gelebiliyor.
Katran tarih boyunca organik maddelerin damıtılması yoluyla elde edilmiş.
Hava almayan, toprak ya da kille kapatılmış kaplar içinde ateş üzerinde ısıtılan organik maddeler damıtılarak katran elde edilmiş.
Bu organik maddeler bazı ağaçların gövdelerinden elde edilen özsular. ( servi, ardıç, sedir, andız )
Siyah renkte, organik, akışkan , yağlı, suda erimeyen bir sıvı madde.
Tarih boyunca en çok gemicilikte, gemi yapımında kullanılmış.
Dünyanın farklı bölgelerinde gemi gövdeleri, evlerin ahşap cepheleri katranla sıvanmış.
Katranın ahşap yapı kısımlarına etkisi kurt, böcek vs. tarafından yenilmesini ve çürümesini önlemek.
Ayrıca çeşitli börtü böcek, yılan, akrep, çiyan, fare vs. evlerden uzak tutmak için de katran kullanılırmış.
keskin ve kalıcı bir kokusu olduğu ve canlıları bölgeden uzak tuttuğu belirtiliyor.
katran yani sedir ağaçlarının özsularından ( kabuk kısmından ) elde edilen katranın cilt hastalıklarının tedavisinde kullanılan antiseptik etkisi olan bir ürün olduğu belirtilmiş. Tarih boyunca da yaraları iyileştirici, antiseptik özelliği olduğu için ağaçlardan üretilerek tıbbi amaçlı da kullanılmış.
Yakın zamanda Muğla Marmaris'te yaşayan Gülser Şahin nasıl katran ürettiklerini bir video ile anlatmış.
Yukarıya link olarak ekledim ben de.
telefonunda, öğrenci sosyal paylaşım grubunda bir ses kaydı bulunduğu için taşlanarak yakılan üniversite öğrencisi Deborah Samuel'in ülkesi.
Not: Yanlış anlamadıysam saldırgan grup dini inanç farklılığını gerekçe göstererek genç kızı önce taşlayarak ve sopalarla öldürmüş sonrasında ise lastiklerle birlikte ateşe verip yakmış. Hatta bunu bir de kameraya çekmişler.
sulak yerlerde, sazlık alanlarda
göl ya da nehir kenarlarında kendiliğinden yetişen, oldukça uzayan, bambu benzeri içi boş bitki.
Odunsu bir gövdeye sahip olup 4 metreye kadar uzayabiliyormuş.
Saz kamışı adı da veriliyor.
Hasır yapımında kullanılan hasır otuyla karıştırılmaması gerekiyor.
olta, çit, gölgelik, baraka duvarı, ney, şemsiye, kulübe, sal yapımı gibi alanlarda kullanılabiliyor.
şimdi bu kadar bilgiyi acaba kayıtlara geçsin de ölümsüz olsun diye tabletlere kim kazımış?
tabletlere akatça olarak kazınmış bu bilgiler, günümüzde ırak toprakları içinde kalan, Fırat Nehrinin doğusunda kalan ve Mezopotamya'da bulunan, etrafı surlarla sağlamca çevrilmiş olan Uruk isimli şehir devletinin gerçekten de yaşamış hükümdarı olan kralı Gılgamış adına yazılmış. ( MÖ 2800 olarak yaşadığı dönem tarihlenmiş )
Uruk şehrinin şimdiki haline uydu fotoğraflarından bakınca Denize ( körfeze ) çok da yakın olmayan, dicle ve fırat'ın suladığı bereketli ova gibi bir yerde nehir kenarında kurulduğu görülüyor.
ama etrafta destanda bahsi geçen ne bir dağ var ne de bir orman.
çöl gibi, mars yüzeyi gibi topraklar.
efsanede bahsi geçen hayvanların, ağaçların esamesi okunmuyor.
Alabildiğine dümdüz topraklar ve şehirden kalan sağlam tuğladan sur kalıntıları...
Demek ki aradan geçen binlerce yılda coğrafi koşullarda da bazı değişiklikler olmuş.
Belki iklim, bitki örtüsü bir şekilde değişmiştir.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
memurlara yöneltilmiş bir serzeniş başlığı.
mesela işçi sorunlarından
veya başka sorunlardan
bahsedilmemiş olduğuna göre.
bu başlığı sorunları olan memurların doldurması gerekiyor diye düşündüm.
zıplayan fasulye de diyorlar ama neden zıpladıklarını bilmiyorum.
ona da biraz bakalım:
bizim fasulyeler gibi onların fasulyesinin içine de güveler larva bırakıyormuş.
larvalar bu fasulyeleri yiyip bitirip içini boşaltıyorlarmış.
fasulyelerin zıplama nedeni içindeki güvelerin hareketiymiş efendim.
yedik, büyüdük, daha serin ve güzel bir yer için kıpırdanıyoruz demek istiyorlarmış.
kısacası zıplamayanı bulmak daha makbul.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |