Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
kafamda geçmişte yaşadığım bir olay canlandı.
yaklaşık 25 sene öncesi.
Bir arkadaş bana bir şeyler anlatıyor.
hadi canım, yok artık, yuh o kadar da değil, amma sallamış, hem nereden bilecek
gibi düşünceler geçti kafamdan. ilk duyduğumda da aynı şeyi düşünmüştüm. hatırlayınca da aynı şeyi
düşündüm.
sonrasında kesinlikle bir eylemde bulunmadım.
hatırladım ve düşündüm o kadar.
sonra interneti açtım ve tam olarak o konu önüme düştü.
eğer zihin okumaya da başladılarsa vay halimize. :) :)
bunun basit bir rastlantı olduğunu varsayıyorum,
herkesin her zaman aynı şeylere kafa yorduğunu varsayıyorum ( Yersem )
aksini kesinlikle kabul etmiyorum. :) :)
etmiyorum çünkü edersem aşırı derecede huzursuz olurum. :)
o zaman tekrar aynı cümleyi kuruyorum.
hadi canım, yok artık, amma salladım, bu olamaz, hem nereden bilecek.
evlerin içinde yanan ateş nedeniyle is oluştuğundan evlerini defalarca sıva ile yenilemişler.
yapılan kazılarda onlarca kat sıva tabakası ile karşılaşılan ev kalıntıları bulunmuş.
merdivenle giriş çıkış yapılan açıklığın altında bulunan ocaklar üstü kapalı şekilde dizayn edilmiş.
tahılı öğütüp sıcak taşların üzerinde suyla karıştırarak lapa yapıyorlarmış.
sıcak kil toplarını kullanarak yiyeceklerini pişirebiliyorlarmış.
doğrudan ateşe temas ettirmeden yemek pişirmeyi başarabilmişler.
çatalhöyükle yaşıt bazı ören yerlerinde kilolarca yabani meyve çekirdeğine rastlanmış.
bazı ören yerlerinde evcil hayvan mezarlığı bulunmuş.
ölen yakınlarından uzak olmayı tercih etmeyip cenin pozisyonunda yaşadıkları evlerin altına gömmüşler.
çocukları evin güney cephesine yetişkinleri ise kuzey cephesine defnetmişler.
taş, pişmiş toprak, ahşap, metalden yapılabiliyor.
genellikle canlı varlıkları simgeleyen, taşınabilir küçücük heykelcikler.
figürinler neden yapılmış, ne işe yarıyorlarmış ?
günümüzde neden yapıldıklarını biliyoruz.
yaygın olarak satılanlar evleri dekor olarak süslesin diye yapılıyorlar.
eski çağlarda neden yapıldıkları hakkında ise sadece tahminlerde bulunuluyor.
inanç sistemleriyle alakalı olduğu, inandıkları bazı kavramların şekillendirilmiş hallerinin figürinler olduğu belirtilmiş.
belki insanların günümüzde bazı nesneleri totem yapması, öyle kabul etmesi gibi bu heykelcikleri sürekli üzerlerinde vs. bulundurup korunacaklarını düşünüyorlardı.
Bir nevi nazar boncuğu, muska, üzerlik, diken, at nalı, tavşan bacağı vs.
sadece üzerlerinde bulundurmayıp evlerinin bir köşesine oraya buraya her yere yerleştirmişler.
çünkü her kazıda mutlaka bir yerlerden hatta evlerin eşiklerinden vs. hep bu küçük figür heykelcikler çıkarılıyormuş.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |