Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Lemna minor
suda yaşayan bir tatlı su bitkisi türüdür.
çok da tatlı bir görüntüsü vardır.
suları temizleme özelliği varmış.
suyun yüzeyinde yaşıyor.
besleyici değeri yüksekmiş
akvaryum bitkisi olarak da kullanılıyor ve balıkların yuvalamasına olanak sağlıyormuş.
Görüntüsüne bakınca aklıma Yıldız Parkındaki gölet geldi.
orman örtüsünün altındaki göletin üzeri neyle kaplıydı bilmiyorum ama suyun yüzeyi yemyeşil olduğundan üzerinden geçtiğiniz küçük köprünün üzerinden suya atlamak istiyordunuz.
hakkında biraz gevezelik yapacağım film türü.
Öncelikle hiç izlemem onu söyleyeyim. :)
Yıllar önce alacakaranlık kuşağı vardı. Cuma günleri gece vakti yayınlanan gerilim filmleri.
Yanlış bilmiyorsam TRT yayınlıyordu.
Allah onları bildiği gibi yapsın.
Tek bir filmin tek bir sahnesine baktım.
Bakmaz olaydım. Deli misiniz nesiniz ?
Ben hiçbir şeyden korkmam çünkü korku filmi izlemem. :)
Adam arabayla gece karanlığında ıssız bir yolda gidiyor.
Etrafta ne bir ev ne bir sokak lambası var.
Zifiri karanlık bir yolu sadece arabasının farları aydınlatıyor.
Gecenin bilmem kaçında karşıdan bembeyaz saçlı hortlak gibi yaşlı bir adam bisikletle geliyor, ya da aynı yönde yandan gidiyordu tam hatırlayamadım.
tövbeler olsun dedim benlik değil bu filmler.
Baştan sona izlediğim tek korku filmi ise Elm Sokağında Kabus'tu.
Zaten onun serisini yaptılar galiba
Topunuzun toplanıp rehabilite edilmesi lazım sayın korku filmi yapımcıları.
Not: Orijinal adı The twilight zone muş. Filmler Alfred Hitchcock'a aitmiş.
şarkı olan değil de şiir olanı kastettim.
Şarkı olanı Sibel Egemen seslendiriyor.
Şiir olanın Yazarı ise Gonca Aydemir'miş.
Şimdi git kır çiçeğim on yıl önce gel
Ben o duyguları çoktan tükettim diye başlıyor şiiri...
Şiir benim kafamda tepetaklak olmuş durumda tabi.
Her tepemi attırana:
Şimdi bak şuradan git! On yıl sonra tekrar gel diyesim geliyor.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |