Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
ibranileri mısır'dan kovduk, çıkarttık, şöyle böyle yaptık tarzında herhangi bir kayıt bulunamaması da ilginçmiş.
belki kayda değer bulmamışlardır.
sayılarını az bulmuş olabilirler.
eh şimdi ne yapalım adamlar her şeyi yazmış.
öteki yazmamışsa beriki yazmış.
ayrıldık, yolculuk yaptık, yoldan çıktık, 40 sene çöllerde köksüz ve amaçsız dolaştık diye yazmışlarsa...
yetmemiş sonrasında olanları da ama eksik ama fazla yazmışlarsa...
objektif davrandıklarını düşünebiliriz.
yadsıyarak araştırmak, dikkate alarak araştırmaktan daha zor. O zaman ne aradığını da bilmemiş oluyorsun.
adamlar dünyanın öbür ucundan bölgesel söylencelerin peşine düşüyorlar.
e bir bakalım bakalım ipucu bulabilir miyiz ? diye.
adamın kim olduğunu bilmiyorum ama tekrar canlandırılabilme teknolojisine ulaşıldığını biliyorum.
Zaten tipik bir mısırlıya da benzemiyor.
Bu tip mumyalar forma kavuşturulursa müzeler açısından da inanılmaz avantajlı olurdu.
camekanın içindeki mezar bir mizansen ve tamamen üryan hali görünmesin diye tasarlanmış.
etraftaki çömlekler ise günümüzde hazırlanan taklit eserler.
Bence mısır tarihi ile ilgili acayip şeylerle karşılaşma ihtimalimiz de yüksek.
Mesela mısır yönetimindeki Hiksos hakimiyeti ile ilgili pek çok kişi fazla bir şey bilmiyor.
Kuş hanedanlığından sonra yani yukarı Mısır'da kurulan ( çobanlar tarafından kuruldu deniyor ) yönetimlerden çok sonra hanedanlık Afrika kökenli değil Mezopotamya'da yaşamış Hiksos ırkı tarafından ele geçirilmiş.
açıkçası pek çok tarihi olayda olduğu gibi hazıra çökmüşler.
Anlayacağımız firavunların önemli bir kısmı hayalimizdekinden bambaşka bir fenotipte olabilirler.
zaten bir kısmının ensest ilişki sonrası doğduğu, genetik olarak anne babalarının aynı zamanda kardeş vs. oldukları, bazı genetik rahatsızlıkları olduğu ve bunu hanedanlığı kimseyle bölüşmemek için yaptıkları vs. doğrulanmış durumda.
Eskiden bunları dinlesem "Hadi canım, olamaz böyle saçmalık " diyebilirdim.
dünyanın halihazırdaki durumu ise " mümkünlüde her şey mümkündür. " dedirtiyor.
gerçek olay ve kişilerle hiçbir bağlantısı yoktur.
bazı filmlerin başına eklenen açıklama.
hakikaten neden böyle bir açıklama yapılma ihtiyacı duyulur, bu açıklama işlevsel midir, zorunluluk mu getirilmiştir, otokontrol mekanizması mıdır , falan filan gibi soruları akla getirir.
biz çocukken, okula elleri kır çiçekleriyle dolu okula giden öğrenciler demekti.
ya da bahçelerinden topluyorlardı.
merak ettim ve tüm öğretmenlerimin ne yaptığını araştırdım.
çok yer değiştirdiğimizden benim liste biraz kabarıktı.
çoğunluğu torunlarını büyütüp küçük sakin kıyı kasabalarında günlerini geçiriyorlar.
Bir tanesi çok erken yaşta vefat etmiş.
ona çok üzülmüştüm çünkü bazen küçük kızını da sınıfa getirirdi.
tüm öğretmenlerin ve öğretenlerin öğretmenler günü kutlu olsun.
" Bahe ömrü boyunca tekrar annesinin gelmesini bekledi. Bırakın mardin'den dışarı çıkmayı manastırdan bile sadece zorunlu haller dışında hiç ayrılmadı."
bekledi, bekledi, bekledi...
gözü cümle kapısında her daim.
( belgesel çeken bir Türk ekibi ablalarını, Suriye Haseki köyünde bulmuş. Annesi çoktan vefat etmiş. Ablalar annelerinin dul ve çaresiz bir kadın olduğunu; iyi bakılması için zihinsel engelli Bahe'yi manastıra bıraktığını anlatıyorlar. Circis Kaplan'ın vefatından sonra yatağının altından çok sayıda kırmızı çorap çıktığı not edilmiş. Manastıra bırakıldığında ayaklarında kırmızı çorapları varmış. )
rehbername.com sayfasından alıntı yaptım.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
zıplayan fasulye de diyorlar ama neden zıpladıklarını bilmiyorum.
ona da biraz bakalım:
bizim fasulyeler gibi onların fasulyesinin içine de güveler larva bırakıyormuş.
larvalar bu fasulyeleri yiyip bitirip içini boşaltıyorlarmış.
fasulyelerin zıplama nedeni içindeki güvelerin hareketiymiş efendim.
yedik, büyüdük, daha serin ve güzel bir yer için kıpırdanıyoruz demek istiyorlarmış.
kısacası zıplamayanı bulmak daha makbul.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |