Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
bekar alkolik bir annenin kızı olarak dünyaya gelmiş ve 5 yaşında yetiştirme yurduna bırakılmış.
psikopat bir aile tarafından evlat edinilmiş ve yıllarca onların işkence ve baskılarına maruz kalmış.
bodruma kapatılmaya ve işkencelere dayanamayarak 17 yaşında felç geçirmiş ve halüsinasyonlar görmeye başlamış.
17 yıl boyunca bir akıl hastanesinde yanlış tedaviye maruz kalmış.
hazırlanıp girdiği sınavlarla psikiyatri eğitimi almaya hak kazanmış.
bu sefer de kansere yakalandığını öğrenmiş.
kanseri atlatmış.
okurken eşiyle tanışıp evlenmiş fakat 6 yıl sonra onu kaybetmiş.
okulunu bitirmiş, pek çok hastanede çalışmış ve en sonunda 17 yılını geçirdiği hastaneye yönetici olarak atanmış.
demiş ki: affetmeyi gerektiren her yara içinde önemli bir dersi barındırır.
volkan çelik'in son videolarına bakıyorum.
lemurya ya da Mu kıtası artık ne denirse bu iddialara eklenebilecek bambaşka bir konuyu işlemiş ya da alıntılamış.
Pasifik okyanusunda, Mikronezya adalarından birinde bulunan bir kısmı sular altında kalmış antik bir şehir.
sular altında kalan bir medeniyetin farklı izlerinden biri.
bazalttan yapılmış yapılar pasifik'in venedik'i olarak adlandırılıyor.
aslında okyanusun uydu görüntülerinden aşağı yukarı hangi bölgenin zamanla okyanus altında kalmış olabileceği de az çok kestirilebiliyor.
Neyse adaya dönelim:
adanın ismi ponhpei
Mikronezya olarak adlandırılan bölgede bulunuyor.
Adanın tam olarak doğu kıyılarında Nan Madol adı verilmiş olan bir antik şehir kalıntısı bulunmuş.
Kalıntının aşırı gizemli bazı özellikleri var.
adanın yerleşime açık koloni bölgesi ve havaalanı kuzeyinde kalıyor.
çok garip pasifik ortasındaki bu adada kiliseler, yehova şahidi salonları, katolik okulları, şapeller, üzerinde uccp yazan ve haç işareti bulunan binalar falan her şey var.
bu anlamda çok hareketli gibi görünen bir ada.
eğer yanlış anlamadıysam adanın ormanlarla örtülü diğer bölgelerinde de bazı tarihi kalıntılar mevcut.
sanki batmış gitmiş büyük bir medeniyetten geriye kalan parçalar gibi.
haritadan çok fazla inceleme imkanı yok açıkçası.
bölge blurlu görünüyor.
aslında ada ve burada bulunan yapılar çok eski dönemlerde keşfedilmiş ve orada bulunan kalıntılar eski dünyaya taşınmaya çalışılmış fakat adanın lanetine yorumlanarak başlarına türlü haller gelmiş.
inşa edilen taş parçalarının adada halihazırda mevcut bulunmadığı, buna benzer bir taş ocağının da yer almadığı, tek bir parçası bile tonlarca ağırlıkta olan bu blokların adaya nasıl geldiğinin ve inşanın nasıl tamamlandığının büyük bir gizem olduğundan bahsediliyor.
hatta olayı daha da gizemli hale getirip orada yaşayan dev bir insan ırkından da bahsetmişler.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |