Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
kamu hukukunun bir dalı olan devletler hukukunun bir parçası olarak kabul edilen hukuk kurallarıymış.
kurallarını kim belirliyor ?
uyulmaması halinde yargılamayı kim yapıyor ?
yaptırımı kim uyguluyor ?
bunlarla ilgili bilgi bulamadım.
savaşın ilanı, teslim olma koşulları, esirlere muamele, orantılı güç, bazı silahların yasaklanması gibi kuralları içeriyormuş.
savaş suçu diye ayrıca bir kavram var.
uluslararası ceza hukuku çerçevesinde yaptırımları uygulanıyormuş.
Mars'ın uyduları:
phobos ( fobıs ) ve deimos ( daymos ) adı verilen iki küçük doğal ve kaya parçasını andıran uydu.
her ikisi de isimlendirilirken nedense korku ile ilişkilendirilmiş. ( Yunan mitolojisi )
nasıl oluştukları ve mars yörüngesine nasıl yerleştikleri hakkında net bir bilgiye sahip olunmamasına rağmen Mars'ın kütle çekim alanına yakalanmış asteroitler oldukları tahmin ediliyor.
Dünya ay mesafesi ile kıyaslanacak olursa bu iki uydu Mars'a oldukça yakın.
Mars ekvatorundan gökyüzüne bakıldığında phobos ayın üçte biri kadar görünüyormuş.
diğer Mars bölgelerinden bakılınca çok daha küçük görünüyor hatta kutuplarından bakılınca hiç görünmüyormuş.
phobos batıdan doğup doğudan batıyormuş ( bize göre )
Mars da dünyamız gibi saat yönünün tersi istikametinde yani batıdan doğuya doğru dönüyorsa nasıl oluyor da Phobos batıdan doğabiliyor?
Deimos gibi doğudan doğup oldukça ağır hareket ederek batıdan batıyormuş. yalnız doğup batması 2.7 mars günü sürüyormuş.
Mars'a her zaman aynı yüzlerini gösteriyorlar.
Öncelikle bu uyduları SSCB uzay araçları incelemişler ve Phobos'un, Mars ve Jüpiter arasındaki asteroid kuşağının dış kısmında bulunan D-tipi asteroitlere çok benzediğini; aynı şekilde yine aynı yerde bulunan C-tipi asteroitlerle de bir akrabalığının olma ihtimali bulunduğunu tespit etmişler.
her iki asteroidin üzerindeki yoğun krater yapıları nedeniyle ciddi çarpışmalara maruz kaldıkları ve en az 3 milyar yaşında oldukları tahmin ediliyor. ayrıca deimos'un yüzeyi ince bir toz tabakası ile kaplıymış.
Phobos gel-git etkisiyle mars'a her geçen gün daha da yaklaşıyormuş.
parçalanıp toz halinde Satürn halkası gibi halka oluşturma olasılığı yanında Mars'a çarpma olasılığı da bulunuyormuş.
oluşumları ile ilgili iki güçlü teori var:
birincisi asteroit kuşağından gelen iki parçanın mars yörüngesine yerleşmiş olması ve orada atmosferin o dönemde daha kalın olması nedeniyle kalmaları. teorinin zayıf yönü uyduların mars etrafındaki çembersel yörüngeleri.
diğeri ise mars'a çarpan bir cismin mars'tan parçalar koparması ve bunların yörüngeye yerleşmesi.
phobos yüzeyinde bulunan silikat minerallerinin mars'ta da bulunması üzerine bu teoriyi geliştirmişler.
daha kesin bilgilere ulaşabilmek için bu oluşumların üzerine araçla inilerek daha detaylı çalışmaların yapılması gerektiği belirtiliyor.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
zıplayan fasulye de diyorlar ama neden zıpladıklarını bilmiyorum.
ona da biraz bakalım:
bizim fasulyeler gibi onların fasulyesinin içine de güveler larva bırakıyormuş.
larvalar bu fasulyeleri yiyip bitirip içini boşaltıyorlarmış.
fasulyelerin zıplama nedeni içindeki güvelerin hareketiymiş efendim.
yedik, büyüdük, daha serin ve güzel bir yer için kıpırdanıyoruz demek istiyorlarmış.
kısacası zıplamayanı bulmak daha makbul.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |