Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Thelma ve Louise filmi vardı.
Yaşı tutanlar ya da sinema meraklıları bilir.
Susan Sarandon ve Geena Davis başrollerde oynuyordu.
En sevdiğim filmlerden biri.
Zaten yol hikayelerini neredeyse sevmeyen yoktur.
" Hayat sana limon verdiyse sen limonata yap diyorlar. Hayat bana ...k verdi." diye isyan ediyordu biri diğerine.
Wanted dizisi bu filmin Avustralya dizi versiyonu gibi.
Aksiyonu çok daha fazla olduğundan ve sadece aksiyondan ibaret olmayıp psikolojik tahliller de yaptığından,
Ayrıca Avustralya, Tayland, Yeni Zelanda coğrafyalarını çok daha yakından keşfetmemize olanak verdiğinden,
İki günde serinin tamamını izleyip bitirebilirsiniz.
Diziyi beğenme seviyem: ba-yıl-dım.
Tekrar izleyebilirim mesela.
Akşam sefaları yaz boyu açtığı gibi sonbaharda da deli gibi açmaya devam ediyor.
Sardunyalarda da değişik bir kafa var, açıyor da açıyor bezmiyor mübarekler.
Sıklamenlerin yabani olanları var. Dağda kırda açanlar. onlar da sonbahar gelince bütün yamaçları süslemeye başlıyorlar.
Çiçekçilerdekini saymıyorum. Onlar kırmızı, eflatun bir şekilde her türlü satışa hazır açmış durumdalar.
Tabi en ünlü sonbahar çiçeği çiğdem
Yaylalarda kalanlara var git demek için açarlar. Bu nedenle isimleri vargit.
Kafkas güllerine daha çok var. en az birkaç ay daha beklemek lazım.
Bütün kış etrafa parfümden çok daha güzel bir koku yayacaklar.
Başka bir örnek vereyim:
Markete gidilir.
bir iki parça ürün alınır.
eve dönülünce ürünlerin tüketim tarihinin bir hayli geçmiş olduğu görülür.
İade için markete geri dönülür.
Kibarca fiş ve ürünler gösterilir.
Üzerine sunturlu bir küfür yenilir.
Gerisin geriye eve dönülür.
Bir daha o marketten alışveriş yapmamaya karar verilir.
Bu sefer de marketin önünden her geçtiğinizde poşetlerinize tehdit eder gibi bakılıp psikolojik baskı kurulmaya çalışılır.
İçi garip insanlarla dolu varlığı unutulmuş Amerikan kasabalarından fırlamış görünümlü market sahibi artık hayatınızın uyuz bir parçasına dönüşmüştür bile.
Başı özellikle gözleri koruma altına almak gereken eylem.
Eğer ağaç motoru kullanılacaksa ki ( Kesmek daha doğru olacak ) motorun budağa denk gelip geri tepme ve kafada ciddi yaralanmalara sebep olma riski yüksek.
Ben olsam motor işine hiç girmem.
İnce kuru çalıları kesme işi için küçük bir nacak yeterli olacakken kütükler için esaslı baltalardan kullanmak şart.
ondan önce ise eskiden biçki kullanırdık.
Baltaya dahi gerek kalmazdı.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |