Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
ekmek mayalamak için nohut mayası kullanılabiliyor.
bu, ekmeğin daha uzun süre taze kalmasını sağlıyor.
su, un, tuz ve nohutla, nohutun fermantasyonu ile elde ediliyor.
haberin yalancısı olduğumu belirterek başlayayım.
aslında kaşları ve kirpikleri varmış ve restorasyon sırasında tahrip edilmiş.
morötesi ve kızılötesi ışınlarla yapılan taramalarla silinme izleri tespit edilmiş.
yüzü daha geniş gülüşü ise daha anlamlıymış. sol elinin iki parmağında değişiklik varmış.
aslında eliyle bir battaniye tutuyormuş.
tablonun aslında açık mavi ve beyaz ağırlıktaymış.
kaç tane putin olduğu tartışması başlamış.
baktım baktım işin içinden çıkamadım.
en az iki tane olduğundan eminim ama...
üçüncüden tam emin olamadım.
nasıl bulmuşlar ki boyu boyuna, huyu huyuna, saçı saçına uygun adamı.
gerçi mona lisa'ya oturtunca bile örtüşüyormuş yüz yapısı.
bir sürü yağlıboya tabloda putin'i bulmuşlar.
Bu arada mona lisa demişken.
aslında onun da kaşları varmış.
kaşsız çizilmemiş de sanırım teknik bir hataya kurban gitmiş tablo.
o dönemde kaşları tıraş etme modası olduğunu sanmıyorum.
kaşlı mona lisa'ya bakıp karar vermek lazım güzel miydi diye.
Hanya, Girit adasının batı ucunda yer alıyor.
kuzey yolu tercih edilirse Denizli üzerinden 1287 kilometre,
güney yolu tercih edilirse Antalya üzerinden 1386 kilometre olduğu belirtilmiş.
tabi bu mesafe kuş uçuşu mesafe değil.
onu kartograflar hesaplayabilir herhalde.
Galiba arabalı vapura binince böyle bir yol katetmek gerekiyor.
bir de anya varmış.
ispanya'da bir köy.
bize o kadar uzak ve alakasız bir yerde ki konumuzla bir bağlantısı yok bence ama o kadar güzel bir köy ki hanya'yı görmek yerine anya'yı görmeyi kesinlikle tercih ederdim. hatta anya'ya yerleşirdim bile tip müsait ne de olsa.
Aslında ispanya'da yaşanırmış mis gibi. Oh ne konuştuklarını da anlamazsın, yuvarlanır gidersin.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |