Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
İrlanda'da bir bataklıkta bulunan 2000 yıllık 10 kg. lık tereyağı topağıdır. Çok fazla bozulmadan günümüze kadar gelmiştir. Bunun nedeni turba adı verilen bu bataklıkların düşük sıcaklık yüksek asit seviyesi ve havayla temas etmeyecek şekilde içindekileri muhafaza etmesi. Yağı Jack Conway adındaki bir bahçıvan otları biçerken bulmuş. Yerin 3.7 metre altındaymış. bu yağlar İrlanda'da biliniyor ve onlara bog butter ( bataklık tereyağı ) deniyormuş.
Uzmanlar teorik olarak yağın yenilebilir durumda olduğunu ama bunu pek tavsiye etmeyeceklerini söylüyorlar :)
Bu tereyağları geleneksel olarak sonradan kullanılmak üzere muhafaza amaçlı gömülebildiği gibi sadece sunu- adak olarak da toprağa bırakılabiliyormuş. İkisini ayıran özellik ise ilkinin deri ya da ahşap bir muhafaza ile korunması.
Binlerce yıl önce İrlanda'da bu bataklıklara cesetlerin atıldığı da biliniyor.
( Arkeofili sitesinden alıntı )
Tarih boyunca pek çok kez karşılaşılan yaygın olarak kullanılan bir taktiğin ismiymiş.
Tarihteki bilinen ilk temsilcileri İskitlermiş. Bu iskitlerin nasıl bir imajı varsa kolay kolay düzeleceğe benzemiyor.
Temel hedef ekinleri, ormanları, otlakları yakıp imha etmek ve düşmanın ilerlemesini engellemek. Ya da bunun bizzat düşman tarafından yapılması.
Milattan önce 2. yüzyılda Romalılar Kartaca'ya saldırdıklarında yiyecekleri imha edip evleri yıktıktan sonra kalan taşlardan yeniden ev kurulamasın diye yıkıntıları da un ufak etmişler. Bir daha ağaç ve ekin yetişmesin diye toprağı tuzlamışlar. Geri zekalılar toprağı tuzlamışlar. Allah sizi davul etmiştir umarım. Bu savaşın adı 3. Pön savaşı olarak tarihe geçmiş.
Binlerce kişinin ölmesine neden olmuşlar ve hiçbir şey yetişmeyen toprak nedeniyle insanlar birbirini yiyecek duruma gelmiş.
Bu politika aynı zamanda Rus askeri geleneğinin de bir parçasıymış. Geri çekilirken düşmanın işine yarayabilecek hiçbir şeyi ortada bırakmamak. Beraber götürmek ya da imha etmek, zehirlemek, yakıp yıkmak.
tolstoy romanlarında bundan bahsetmiş ve adına Nefret Ateşi demiş.
Çinliler de japon işgali sırasında kıyıdan içeriye doğru geri çekilirken aynı taktiği kullanmışlar. Köprüleri havaya uçurmuş, su kaynaklarını zehirlemişler.
İki asır önce Amerika kıtasında komutan Kit Carson Kızılderililere karşı bu yöntemi uygulamış. Navajo kabilesinin köylerini ve tarlalarını ateşe vermiş. Yiyeceklerini yok etmiş. Komutanın en büyük yardımcıları da başka Kızılderili kabileleriymiş.
8000 Navajo esir alınmış ve 500 km uzaklıktaki kaleye zor koşullarda yürütülmüş. Bu yürüyüşe Navajolar uzun yürüyüş adını vermiş.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |