Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
ya da çirağ/çarağ
farsça kökenli kelime.
yakan, ışık veren şey.
kandil, meşale, mum, ışık.
çira/çıra kelimesi bu kelimeden dilimize geçmiş.
çırak kelimesi buradan gelmiş.
mecazi olarak
yetiştirilmek üzere alınan yardımcılar anlamında mecazi kullanımı bir tarikat ıstılahıymış. ( Nişanyan )
bektaşi dervişlerine de ışık adı veriliyormuş.
evet buradan geliyoruz çırağan sarayına.
etrafına o kadar çok ışık saçıyormuş; etrafını o kadar çok aydınlatıyormuş ki bu saraya zamanla çerağan/çırağan sarayı adı verilmişmiş.
kökeni ise lale devrinde burada verilen eğlencelerin, partilerin etrafı ışıl ışıl yapan etkisiymiş.
bakalım ne demekmiş ?
aslında az çok tahmin edilebilir bir kavrama benziyor.
kızıl düve inancı radikal yahudilerin kabul ettiği bir kavrammış.
2000 yıldır bekledikleri üzerinde başka hiçbir leke, iz, benek olmayan kızıl düveleri bulduklarını ve geçtiğimiz nisan ayında bunları kurban edeceklerini açıklamışlarmış.
Şimdi bulmak derken, öyle ya da böyle bulmak kastediliyor sanırım yani yıllarca bekleyip bulmak değil de özel çalışmalarla üreterek bulmak gibi bir şey.
Vallahi ben anlatanların yalancısıyım.
herhangi bir ajanstan net bir açıklama yapıldı mı bilmiyorum.
zaten böyle şeyleri niye açıklasınlar ki gizli kapaklı yapmak isteyen yapar diye de düşünebiliriz.
Duyurmak demek ? zaten niyeti ayan beyan ortaya koymak demek herhal.
Hedefleri Süleyman Mabedini yeniden inşa etmekmiş.
sanırım burada mesele bir yapının inşası, restore edilmesi, yıkılması, hizmete girmesi falan filan değil de
belli bir kehanetin gerçekleşmesi için koşulları zorlama prensibi.
çok ilginç bir yaklaşım.
bilimle ezoterizmin harmanlanması.
şu olursa bu olacak, bu olursa bu da olacak, o zaman önce bunu yapmamız lazım.
mesela böyle bir çalışma yaparsın, klonlarsın ya da ne bileyim çaprazlarsın ve kıpkırmızı inekler üretirsin.
niye ?
kehaneti gerçekleştirmek için.
bize göre: "bu sabah yumurta yersem akşam dörtte parkta ayşeyle buluşmayı garantileyebilirim" gibi bir nedensellik algısı var ama demek ki bizim bilmediğimiz başka mevzular var.
neyse biraz daha dinleyeyim belki kafama mantıklı ve saçma başka şeyler de girebilir.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |