Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
veteriner kliniği
klinik istanbul'da
videolarını fırsat buldukça izliyorum.
Kaza geçirmiş, yaralı, enfekte olmuş, tümörü olan sokak hayvanlarının tedavilerini gerçekleştiriyor videolarını youtube'a yüklüyorlar.
Çok güzel çalışmalar yapıyorlar.
bazı yazılıp çizilen olumsuz yorumların aksine iyi niyetli olduğunu düşünüyorum.
dinamik olarak bir şeylerin ucundan tutan insanlara arka planda yol gösterilebilir ama kamuoyu önünde yapılan karalamaların kötü niyetli olduğunu düşünüyorum.
bir bakayım bunu kim icat etmiş ?
var bazı tahminlerim ama dur bakalım.
Bize resmi olarak aşağı yukarı 2. Mahmut zamanında gelmiş.
sene 1820.
ceket kelimesinin kökeni fransızca.
jaquette - jaket diye okuyorlar.
kulakları çınlasın bir hocamız doğru telaffuz ediyormuş biz de bıyık altından gülüyormuşuz.
blazer, kruvaze, redingot, frak, spor, kot, trucker, deri, biker aşağı yukarı bilinen ceket türleri.
tarihte cekete benzeyen en eski kıyafetin Doğu Türkistan'da bir mezarda bulunduğu biliniyor.
Pantolon ve ceket benzeri cepli giysilerin at sürme sırasında kolaylık sağladığı için ilk olarak Türkler tarafından kullanıldığı ileri sürülmüş.
Moğollar bu kıyafete "deel" diyormuş.
Nedir diye baktım.
önden kuşakla bağlanan upuzun bir ceket, daha doğrusu oldukça havalı duran bir tür kaftan.
evet biraz daha inceledim de zıbın gibi kuşanılan bu kıyafet kesinlikle daha havalı duruyor.
Günümüzde giyilen ceketlerin benzeri olarak çıkan ceketler ise ilk olarak Avrupa'da kullanılmaya başlanmış.
Blazer ceketi İngilizlerin ordu için üniforma olarak tasarladığı belirtilmiş.
Yanlış anlamadıysam bu modern ceket işinde fransızlar öncü ve geliştirici olmuş.
Şahsi fikrim: Öteden beri diğer giysilere kıyasla pahalı olduğu için "Satar okuturum" cümlelerine dahil olan ve Anadolu halkı olarak bizim beden ölçülerimize çok da uyum sağlamayan , bir türlü üzerimize oturmayan, kolu, omuzu, göbeği bir türlü düzgün saramayan giysi türü.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |