Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
kurutup nane yaprağı gibi ufaladıkça deniz yosunu ile kına arasında bir koku yayıldı her tarafa.
Yosun kokusu ve böğürtlen çalılarının kokusu ( Meyvesinin değil sadece çalılarının kendine özgü kokusu ) en
sevdiğim iki koku.
Aromatik tadıyla yemeklere çorbalara katkısı oluyormuş.
böbreklere faydalıymış ve idrar söktürücü özelliği varmış.
bir de diyet yapanlar için etkiliymiş.
Herhalde belli bir dozda tüketmek gerekiyor ama sanki iştahı otomatik olarak frenleyen bir etkisi var gibi geldi bana.
Yeme isteğini zınk diye kesiyor.
Kötü koktuğu için değil öyle bir etkisi var ama sebebini anlamadım.
yine de tekrar uyarmak lazım.
Marketlerdeki kerevizlerin yaprakları yoğun olarak ilaçlı olabilir tüketirken dikkat etmekte yarar var diyorlar.
çoğu zaman öyle olur.
geliyorum demeden zınk diye burnunun dibinde bitiverir.
bir insan çizgisinde yaşayıp giderken; günlük rutinini değiştirmezken, korkuluk gibi sabit duruyorken pek başı
belaya girmez.
bu tip insanları bela gelip bulur.
hayat sonlanmamış ve ders henüz bitmemiştir.
bu saatten sonra takınılan tavır ve alınacak pozisyonla gelecek şekillenmeye başlayacaktır.
Sevgili yeni belam, hayatıma yeni bir macera sokmak istemiyorum,
yeni yüzler görmek yeni iletişim biçimleri denemek istemiyorum,
yeni bir aksiyon aramıyorum,
sorun çözmek ya da yaratmak istemiyorum.
komşuluk, arkadaşlık, ast üst ilişkisi, kamusal iletişim, sadece selamlaşma, kahve içmeye gelme, kahvaltı, dedikodu, veli grubu aklına gelebilecek herhangi bir iletişim türü
İS-TE-Mİ-YO-RUM
İçimdeki Seda Sayan hortladı resmen:
çıııııııkkkk çık hayatımdaaaaaaaan çıııııkkkkk çıkkkkkkkk
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
zıplayan fasulye de diyorlar ama neden zıpladıklarını bilmiyorum.
ona da biraz bakalım:
bizim fasulyeler gibi onların fasulyesinin içine de güveler larva bırakıyormuş.
larvalar bu fasulyeleri yiyip bitirip içini boşaltıyorlarmış.
fasulyelerin zıplama nedeni içindeki güvelerin hareketiymiş efendim.
yedik, büyüdük, daha serin ve güzel bir yer için kıpırdanıyoruz demek istiyorlarmış.
kısacası zıplamayanı bulmak daha makbul.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |