Türkiye'nin memur portalı

Reha Erdem'in 2004 yılı yapımı izlenmeye değer filmidir.

Yerje Koşinski'nin ( Jerzy Kosinski ) ünlü romanıdır. sadece romanın isminin nereden geldiğini açıklayayım : vahşice bir oyunu romanında anlatmış Koşinski. Yakalanan bir kuş ( Yanlış hatırlamıyorsam kargaydı ) boyanır. Kuş öterek diğer hemcinslerinden yardım ister. Kuş daha sonra salıverilir . Hemen sürüsüne geri dönen kuş artık başkalaşmıştır. Diğer kuşlar onu tanıyamazlar ve sürünün içine almazlar hatta farklı göründüğü için saldırarak öldürürler.

Yeni öğrendim yakın zamanda filmi de çekilmiş.

?İnsanoğlunun maruz kaldığı sıradan şiddetle, vahşet arasındaki farkın ölçülebilir olduğuna inanmıyorum. Bu, kişilerin olan biteni nasıl algıladığıyla ilgilidir. Doğu Avrupalıların zihinlerinde II. Dünya Savaşı ve sonrasında oluşan travmaları düşündükçe, kendimi bir kurban değil, o deneyimin bir parçası olarak görüyorum. Ben milyonlarca insandan biriydim yalnızca, ne eksik, ne fazla??

Yazar 58 yaşında yaşamına son vermiştir.

Topkapı sarayı içinde Osmanlı Vezirlerinin toplanıp devlet işlerini görüştükleri yer

Olumlu ya da olumsuz anlamlar yüklenecek deyimdir. Bazı durumlarda çıkar için her iki tarafın da desteklenmesi olarak algılanırken bazen de adil ve tarafsız olmanın belirtisi olarak değerlendirilebilir.

İkinci anlamından yanayımdır ve o anlamda kullanırım. Birinci anlam için de deyim ve atasözleri vardır.

çoğunluğun yığıldığı standarttan ne kadar sapabileceğimizi hesaplayan yöntemdir.

Bilimsel tanımı : İstatistik biliminin bir tanımlamasıdır. değerlerin ortalamadan farkları bulunarak karelerinin alınıp toplanması , değer sayısına bölünüp karekökünün alınması ile bulunan sonuçtur. değer büyük çıkarsa dağılımdaki değerlerin ortalamadan uzak olduğunu gösterir.

Sürüden ayrılanı kurt kapar , sürüde kalana ne olmaktadır ayrı bir tartışma konusudur.

Sosyolojide kullanılıyor mu bilmiyorum ama insan davranışları her zaman standart bir mantığa oturamayacağından ve çıkarlar zeka ve değerler farklılığı nedeniyle sürekli çatıştığı için dikkate alınmaması insanlığın yararına olabilir .

Standarttan sapma ağır bedeller ödeteceği için duruma göre kendi içinde çözümlerini barındırıyor olsa iyi olur.

İstatistik bilimini kullanarak vatandaşı başına gelebilecek insan kökenli tehlikelere karşı korumak verileri elinde tutan kurumların görevi olabilir. Mesela İl bazında ya da ülke bazında trafik kazaları en çok hangi noktalarda oluyor, hangi saatlerde oluyor, hangi araçlarla oluyor, aracın neresinde oturanlar ne kadar risk altında, hangi araçlar kazaya nasıl tepki veriyor ...

Ya da bir sokakta yürürken kafama saksı , cam , mermer blok , tabela düşme olasılığı nedir. Binalar kaç yaşında , malzemeler tam mı , daha önce orada kaç kişinin kafasına düşmüş nesne var.

Şehrin hangi mahalleleri daha tehlikeli , hangi suçlar kimlere karşı işleniyor , nerelerde ne koşulda bulunursak başımız daha çok belaya girer vs. vs. E bunu derleyip toplayıp rapor haline getirmek de afedersiniz mabad gerektirdiğinden açıp haber arşivlerini tek tek taramak lazım oluyor.

Bu konular daha çok mesela bir şehre yeni gelen insanlar için kafada dönüp duran sorulardır. Bu insanların dedektif gibi ön inceleme yapmasını gerektiriyor.