Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
yüzlerce belki binlerce yıl boyunca saklama kabı olarak kullanılan büyük toprak küplerin içi çoğunlukla şarap, yağ, turşu, sirke, buğday vs. dolu olduğu için
sinirlenince kırıp döken insanlar haliyle ortalığı fena halde batırıyormuş
diye düşündüm.
mesela şimdi çok öfkelenenler "camı çerçeveyi indiriyor."
gelecekteki evlerde cam ortadan kalktığı zaman
"acaba cam çerçeve ile ne demek istemişler ?" diye
bizi analiz etmeye çalışacaklar.
Münih'te bulunan acayip hikayeli kadın mumyası.
mumya o kadar tuhaf özelliklere sahip ki uzmanlar araştırmalarını dünyanın öbür ucuna kaydırmışlar.
mumya, iyi korunmuş ve bir kadına ait.
önce avrupa bataklıklarına ait zannedilmiş.
ancak cenin pozisyonunda duruyormuş ve bu da alışılagelmiş turba mumyalarının özelliği değilmiş.
saçlarının kızıllığı ve ten renginin koyuluğunun, turba bataklıklarında bulunan tanenler ve yosunlardan ileri geldiği tahmin edilmiş ancak bataklık mumyalarından farklı olarak kemik yapısı demineralize olmamış ve oldukça iyi durumda görünüyormuş.
kadının saç bandı analiz edilmiş ve alpaka ya da lama yününden yapıldığı anlaşılmış.
ayrıca kimyasal analizler mumyanın hayattayken deniz ürünleriyle ve sıcak ve kuru ortamlarda yetişen bitkilerle beslendiğini ortaya çıkarmış.
bütün bu bulgularla kadının kuzey şili ya da güney peru kıyılarında yaşadığı ortaya çıkarılmış.
saçlarından yararlanılarak yapılan radyokarbon testleriyle M.S 1451 ila 1642 yılları arasında yaşadığı bulunmuş.
mumya bir inka mumyası.
25 yaşlarında,
ölümcül bir kafa travmasına maruz kalmış.
Travma hakkında , ölmek üzere olan kadınla ilgili bir merhamet cinayeti işlendiğini gösteriyor olabilir yorumu yapılıyor.
genç kadın, chagas adı verilen tropikal paraziter bir hastalıktan ağır şekilde muzdaripmiş.
müzeye geliş hikayesi ise şu şekildeymiş: Bavyeralı doğabilimci bir prensesin keşif gezisi ile mumya peru'dan Almanya'ya getirilmiş.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
memurlara yöneltilmiş bir serzeniş başlığı.
mesela işçi sorunlarından
veya başka sorunlardan
bahsedilmemiş olduğuna göre.
bu başlığı sorunları olan memurların doldurması gerekiyor diye düşündüm.
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |