Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
çok değişik bir aileydi.
bir kere baba doktor, anne avukat işten yorgun argın geliyorlar. ( Clair'in deri çantasını oraya buraya bırakmasından anlayabiliyorduk )
yine de bir sürü çocukları vardı.
her biri ayrı telden çalıyordu çocukların.
theo , denise, rudy, vanessa ...
allah için clair çok şık ve güzel bir kadındı da
evin içinde o curcunada buldukları her fırsatta dans ediyordu eşiyle
hah diyordum karakterler çoğalacak galiba, senaryo işlemeye devam ediyor.
hazırlanmış videoyu izliyorum.
maya öğretilerini içeren bir kitap bulmuşlar.
yalnız galiba yazı yerine resim dili ağırlıklı olarak kullanılmış.
kim hazırlamışsa rengarenk ve betimlemeli hazırladığı için
bizim karikatür dergilerine çok benziyor.
cuculcan diye bir efsaneleri var.
deniz tarafından, göklerden gelen tüylü yılan olarak tanımlıyorlar.
ne bileyim belki güney amerika ormanlarında dinozorlar çağından kalan garip, yılan gibi uzun, kertenkele kafalı, kanatlı, kuşa benzeyen ama tüyleri olan....
yani bir tür dinozor temsilcisi yaşıyordu oralarda, nesli tükendi
kim bilir ?
yaşadığın dönemin değerlerinin sanatçının eserlerinin üzerinden değerlendirilmesi çok acayip.
gelmiş geçmiş tüm medeniyetlerin inanç ve değer sistemleri anlatılırken
o dönemlerde yaşamış sanatçıların biçimlendirmelerini ister istemez genel kabulleriymiş gibi algılıyoruz.
adam ya da kadın öyle şekillendirmiş, tipleri öyle belirlemiş, öyle çizmiş, öyle boyamış ya da yontmuş.
bazen gördüklerini olduğu gibi aktarmış, çoğu kez elinden geldiği kadar betimlemiş.
biz de tartışıp duruyoruz
acaba ellerindeki o hermes çanta neyin nesi ?
neden bütün tanrıları yan dönmüş, hepsi niye profilden bakıyor ?
neden hepsinin elinde kozalak var ?
niye kafaları hayvan kafası ?
niye yaratığa benzetilmişler ?
adamların ruhuyla temas kurup sorabilseydik acaba ne anlatırlardı ?
canım öyle istedi öyle betimledim.
ben de hikayecilerin yalancısıyım onlar bana hikayelerini öyle anlatıyorlardı.
kulaktan kulağa öyle yayıldı ben de biraz abartılı olsun istedim.
normal betimleseydim kimse umursamazdı.
falan filan.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
zıplayan fasulye de diyorlar ama neden zıpladıklarını bilmiyorum.
ona da biraz bakalım:
bizim fasulyeler gibi onların fasulyesinin içine de güveler larva bırakıyormuş.
larvalar bu fasulyeleri yiyip bitirip içini boşaltıyorlarmış.
fasulyelerin zıplama nedeni içindeki güvelerin hareketiymiş efendim.
yedik, büyüdük, daha serin ve güzel bir yer için kıpırdanıyoruz demek istiyorlarmış.
kısacası zıplamayanı bulmak daha makbul.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |