Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Issız ada formülü yoluyla alacağımız tedbirler.
Diyelim ki Cast Away filmindeki Tom Hanks gibi ıssız bir adada yapayalnızsınız.
Bu durumda kimseye şekil yapma derdiniz kalmadığından pek çok şeye de ihtiyaç duymazsınız.
En sonunda mağara insanları gibi dolaşmaya başlayacağımızı gösteren gidişat.
Zaten bizim oğlan evden çıkmaya çıkmaya saçları da uzayınca: " Hani mağara adamı var ya ben de ev adamı
olmaya karar verdim" demeye başladı.
İtalya'da ortaya atılmış bir kelime.
2005 yılında yazar Danilo Masotti tarafından uydurulmuş.
biz de böyle bir kelime bulabilirdik aslında. Kültürümüzü İtalyanlara kaptırdık.
"Elleri arkasında inşaat izleyen dayılara verilen isim" diye tanımlamış bizimkiler. Olayı hemen kavramışlar.
Kelime anlamı " küçük adam " . Aslında böyle bir kitap da var ama konumuz dışı. " Dinle küçük adam" Wilhelm Reich yazmış.
İnşaatları ve iş makinelerini izleme hobisi ülkemizde de yaygın. Genellikle emekli olan belli bir yaşın üzerindeki erkekler inşaat faaliyetlerini seyreder hatta yeri geldiğinde müdahalede bile bulunur. İtalya'da bu tip vatandaşlar için inşaat alanlarını gözleyebilsinler diye paravanlara özel gözetleme delikleri bile açılmış.
Bir dönem yasaklanması talep edilmiş süttür.
kampanyalarla broşürlerle insanlar vazgeçirilmeye çalışılıyordu.
Sürekli üreticiden alınan sütün dehşetli tehlikelerinden bahsediliyordu.
Ne kadar kaynatırsanız kaynatın tüberküloz olursunuz diye korku salınıyordu.
insanların UHT sütler tüketmeye zorlandığını hatırlıyorum.
Pastörize alacaksınız, kutu sütü alacaksınız, UHT olacak diye bas bas bağırdılar.
Yanılmıyorsam sene 2007 falandı.
Çocukları tanıdık sütçülerle büyüttük. Tüberküloz falan olmadık.
Şimdi ithal virüsle uğraşıyoruz o ayrı mesele.
Forbes dergisi 2019 yılında bir çalışma yapmış ve
yaşanabilirlik
yenilikçilik
hizmetlere erişilebilirlik
üretim potansiyeli
ticaret becerisi
verilerine göre Türkiye'nin en yaşanılabilir şehirlerini sıralamış. Genel endeks puanına göre İstanbul birinci, Ankara ikinci olmuş. Daha fazla okumadım.
Çünkü vatandaşın kriterleri daha farklı. Çevre, hava, su temizliği ( kişi başına düşen Yeşil alan da buna dahil ), sağlık hizmetleri, suç oranı, çarşı pazar ucuzluğu, eğitim kalitesi, istihdam kolaylığı, üretim olanakları, kültür seviyesi.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
zıplayan fasulye de diyorlar ama neden zıpladıklarını bilmiyorum.
ona da biraz bakalım:
bizim fasulyeler gibi onların fasulyesinin içine de güveler larva bırakıyormuş.
larvalar bu fasulyeleri yiyip bitirip içini boşaltıyorlarmış.
fasulyelerin zıplama nedeni içindeki güvelerin hareketiymiş efendim.
yedik, büyüdük, daha serin ve güzel bir yer için kıpırdanıyoruz demek istiyorlarmış.
kısacası zıplamayanı bulmak daha makbul.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |