Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
insan yapısı sadece taş ve kemik vs. ürünlere ulaşabildiğimiz devir.
belki ağaçları da alet olarak kullanmışlardır ama onlar günümüze kadar ulaşmadığı için döneme sadece taş devri denmiş, taş ve ağaç devri denmemiş.
taş, ağaç, kil, post, sarmaşık ve bitkisel halat devri de denebilirmiş.
bu insanların binlerce yıl boyunca sulu yemek yemeden durduklarına inanmak bizim gibi yemeğin suyuna ekmek banan bir toplum için çok zor.
Anadolu'da mutlaka çömleği bulmuş tahtadan kepçeyi de içine koymuşuzdur.
mağarada üç beş resim bulduk diye bu insanlara bu kadar haksızlık etmeyelim. :)
Çok daha eski köyler bulur her şeyi yeniden yazabiliriz.
yarı şeffaf beyazımsı ( mavi, gri, yavruağzı olanları da varmış ) bir yarı değerli taş türü.
toprak ana taşı da deniyormuş.
ışığa tutulduğu zaman mavi yansımalar yapıyor olması taşın orijinal olduğunun bir belirtisi.
piyasada çeşitli kalite aralıklarında satılıyor.
yalnız her üründe olduğu gibi bunun da taklitleri mevcut.
piyasada opalit adı verilen opal taklidi sentetik bir malzeme ay taşı olarak da satılabiliyormuş.
taşları test etmenin bir iki yolu var.
ateşte bir süre bekletmek, kırarak içi ile dışının farkına bakmak, ışıktaki yansıma durumuna bakmak, genel görünümüne bakmak gibi.
orman yangınları nedeniyle gündeme gelen ülke.
cezayir'de ormanlar varmış.
tıpkı Türkiye'nin herkesin develerle seyahat ettiği bir çöl ülkesi olduğunun zannedilmesi gibi bu durum da tamamen benim cehaletimden kaynaklanıyor olsa da bunda dünya atlaslarının da payı var.
Bir ülke tamamen sarıyla gösterilirse olacağı bu.
Galiba Cezayir ormanları ülkenin kuzeyinde toplanmış.
Bir yandan da dünya haritasına bakıyorum da şu Akdeniz çukuru içinde neler dönmüş neler.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |