Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
hep onu dinliyorsun beni hiç dinlemiyorsun, dedi.
o anlatıyor o yüzden onu dinliyorum, sen de anlat seni de dinleyeyim.
sen hiç anlatmıyorsun ki.
anlatmak istediğin bir şey yok demek ki.
şaka be şaka
bir şey anlatmanız gerekmiyor.
ben zaten bakıyorum.
anlatsanız da bakıyorum.
anlatmasanız da bakıyorum.
sizin anlatmanıza kalsaydı,
ohooooo
bana rüyalarından bahset.
psikologlar bunları soruyor mu acaba ?
herhalde sormuyordur.
gece iyi uyuyabiliyor musun , diye soruyordur belki.
hiç uyuyamıyorsan mesela bir de psikiyatrist görsün mü diyor ?
Irvıng Yalom soruyor muydu ki ?
Vallahi hatırlamıyorum.
kitaplar muhteşem ama detayları unutmuşum.
geceleri kabuslar görüyorsan eğer.
gün boyu bu gözlerinden okunabilir.
bu da benim teorim olarak burada dursun.
( biz zırvalarsak doktrin olur , siz zırvalarsanız ..oktrin olur cümlesini de buraya iliştirelim. )
Keneler tarafından yayılan bir hastalık.
kenelerin bulaştırdığı borrelia bakterisinin neden olduğu bulaşıcı bir hastalık olarak tanımlanmış.
hastalık, felce kadar gidebilen nörolojik rahatsızlıklara neden olabiliyormuş.
Belirtileri: döküntü, ateş, titreme, vücut ağrıları, yorgunluk, baş ağrısı, şişmiş lenf düğümleri
vücuttaki döküntüler son derece tipik ve teşhisi sağlayan özellikte imiş.
geyik kenesi adı verilen siyah bacaklı bir kene türüyle yayılan hastalıktan korunmak için çayırda çimende yuvarlanırken, ormanlık alanlarda dolaşırken, kırlarda koşuşurken biraz daha tedbirli giyinmek ve sonrasında vücudu kontrol edip yapışan böcekler için en yakın sağlık kurumuna gitmek gerekiyor.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
zıplayan fasulye de diyorlar ama neden zıpladıklarını bilmiyorum.
ona da biraz bakalım:
bizim fasulyeler gibi onların fasulyesinin içine de güveler larva bırakıyormuş.
larvalar bu fasulyeleri yiyip bitirip içini boşaltıyorlarmış.
fasulyelerin zıplama nedeni içindeki güvelerin hareketiymiş efendim.
yedik, büyüdük, daha serin ve güzel bir yer için kıpırdanıyoruz demek istiyorlarmış.
kısacası zıplamayanı bulmak daha makbul.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |