Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
bilinen en eski değirmenler el değirmenleri.
Kum taşı, zımpara taşı, bazalt ya da granit taşlarından üretiliyorlar.
Anadolu'daki el değirmenlerine bazı bölgelerde hiromul ya da şoromul deniyormuş.
silindirik olarak kesilen taşların üzerinde sağlı sollu ahşap sap geçirilebilecek oyuklar yapılıyor.
bu sap sayesinde taşın döndürülmesi sağlanıyor.
ortası delik taş alttaki aynı yapıdaki silindirik taşın üzerinde döndürülüyor ve öğütülmek istenen tahıl ortadaki delikten içeri dolduruluyor.
bir video paylaşılmış. hakkari'de bu şekilde buğday öğüten aileler var.
Yine Artvin Yusufeli'nde bu değirmen ile mısır öğüten bir teyzemizin görüntüleri çekilmiş.
taş değirmen unları daha doğal ve tercih edilir oluyor.
ortaya çıkan ürünün daha sağlıklı ve besleyici olduğu belirtiliyor.
modernize edilerek ufak örnekleri üretilmiş ve satışa sunulmuş. evde kendi kol gücüyle tahıl öğütmek isteyenler için.
bazen bedava ve zahmetsiz psikiyatri ziyareti ya da psikolog seansı gibi olan durum.
yanımdaki kişinin kontrolü ve ilaçlarının yeniden düzenlenmesi için yaşadığımız yere yeni gelmiş bir psikiyatristle görüşüyoruz.
odaya uzun yıllardır görmediğim ve bana çok kötülüğü dokunmuş bir zatı muhterem giriyor.
yanımdakine selam veriyor ama benimle göz teması bile kurmuyor, kaçmaya çalışıyor.
" Ooo, nasılsınız, nasıl gidiyor, hayatınız iyi mi, her şeyiniz yolunda mı?" diye kinayeli ses tonuyla laf sokuyorum.
ehehe psikiyatrist yanımdakini bırakıyor bana dönüyor.
"Senin bu kişiyle ne sorunun var?" diyor.
Alıyorum sazı elime tabi ki.
bilinçaltımın allah yardımcısı olsun.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |