Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
sürekli tekrarlayan bir tanesi var:
rüyanda, eskiden yaşadığın bir apartmana gidersin.
normalde binada asansör yoktur.
yürüyerek belli bir kata kadar çıkarsın.
oraya tam karşıya bir asansör yerleştirildiğini görürsün.
bu sana çok saçma gelir ve kalan kısmı da yürüyerek çıkmak için bir çıkış yolu ararsın.
bir türlü merdiveni bulamazsın.
binanın mimarisi tamamen değiştirilmiştir ve binanın bir kısmından sonra asansöre binmek zorunlu hale getirilmiştir.
asansörü çağırırsın fakat bozuk olduğunu fark edersin.
içi tadilat halindedir ve bir takım molozlar, inşaat malzemeleri vardır.
izlediğim en şizofrenik film.
tabi bazı bölümleri x4 geçmek gerekiyor, algılarımızın bayağı dışında.
köftehor film kendini bir şekilde izletmeyi başarıyor.
sanki bir yönetmen Holywood'un arka planını görelim istemiş.
Bu arada ABD'nin en güzel bölgesi Los Angeles diye düşündürtmeyi başarıyorlar.
mimari, iklim, çevre falan herhalde türkler gitse doğrudan batı, daha doğrusu güneybatı kıyılarına yerleşir. :)
Not: filmin bazı karakterleri bizim gerçek dünyamızın bazı karakterlerine o kadar benziyor ki insan acaba biz de bir filmin içinde miyiz diye düşünmeden edemiyor.
parçalanmış ailesi ve küçük oğlunu Senegal'de bırakıp dadılık yapmak için ABD'Ye giden bir kadının hikayesi.
yaşam mücadelesi, çalışma koşulları, afrika gelenekleri, mitolojisi ve dramlar...
tekrarları çok fazla uzatmasaydı çok daha güzel bir film olabilirmiş.
iki büyük yayın kuruluşunun da en büyük hatası kurgu eksiklikleri ve tempo düşüklüğü.
herhalde bütçe düşüklüğü ile alakalı.
ayrıca vermeye çalıştıkları mesajlar doğru olsun, yanlış olsun çok sırıtıyor.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
zıplayan fasulye de diyorlar ama neden zıpladıklarını bilmiyorum.
ona da biraz bakalım:
bizim fasulyeler gibi onların fasulyesinin içine de güveler larva bırakıyormuş.
larvalar bu fasulyeleri yiyip bitirip içini boşaltıyorlarmış.
fasulyelerin zıplama nedeni içindeki güvelerin hareketiymiş efendim.
yedik, büyüdük, daha serin ve güzel bir yer için kıpırdanıyoruz demek istiyorlarmış.
kısacası zıplamayanı bulmak daha makbul.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |