Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
kuru bakla, yumuşaması çok zor ve kolay kolay ağızda erimeyen bir madde.
ağzındaki baklayı çıkarmak,
ağızda bakla ıslanmaması ...
sanki bir eğitim sürecinde talebelere gevezelik etmemeleri, sır tutabilmeleri, dedikodu yapmamaları için ağızlarında kuru bakla ile dolaşmaları tavsiye edilmiş ve bu şekilde dolaşan talebeler bir süre sonra ketum olmayı öğreniyormuş gibi,
ondan sonra da bu iki deyim buralardan doğmuş gibi.
bu arada kuru baklayı hayatta yiyemem. Yersem zehirlenirim diye düşünüyorum. ( Favizm )
dinozor olarak adlandırdığımız irili ufaklı pek çok canlı türünün aynı anda yok olduğu teorisi bir tek bana mı tuhaf geliyor.
Yani yaşayan hiç mi kalmamış, bir tane bile mi kalmamış yeryüzünde ?
evdekileri delirtmek için yeni hikayeler uyduruyorum.
şimdi bu Britanya'daki ve Çin'deki hatta Güney Amerika'daki gökte uçan kertenkeleleri anlatan ejderha efsaneleri ya da zümrüdü anka kuşu vs. var ya.
belki insanlarla bu değişik canlılar tarihin bir döneminde bir şekilde karşılaşmışlardır.
belki insanlık daha eskidir ya da bu canlıların hepsi birden milyonlarca yıl önce yok olmamıştır.
Bu dinozorların uçan kaçan türleri yaşamaya devam etmiştir.
Ya da thermopolia
Roma İmparatorluğunda, insanların ayaküstü, hızlı yemek yiyebildikleri günümüz büfelerine benzeyen, yiyecek
hizmeti veren dükkanlarına bu isim veriliyormuş.
Bakalım niye bu isim verilmiş ?
Thermo ( Termo ) : Isı ( termos, termostat, termometre, termodinamik, termofor, termal, jeotermal say say
bitmez )
polium , yemek yeme yeri anlamına geliyormuş.
kısacası tarihte bilinen ilk fast food restoranları olarak kazılıp bulunup çıkarılmışlar.
buralardan yemek yemek alay konusu edilecek bir alışkanlık olarak değerlendirilse de toplumun en varlıklı kesimleri bile buralarda yemek yemekten hoşlanıyorlarmış.
pompei'de en az 150 termopolia tespit edilmiş.
Menünün en seçkin ürünlerinden biri de balda bekletilmiş peynirmiş. ( Duymadım Deme anlatıyor )
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |