Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
deli ve dahi filmi.
filmde pek çok kavram işlenmiş.
savaşın yıkıcı etkileri ve yarattığı travmalar,
akıl hastalığı,
ırkçılık,
adam kayırma, entrika,
cinsiyet ayrımcılığı,
sebat ve gayret,
merhamet,
adalet,
vicdan muhasebesi,
idealizm
hepsi güzelce harmanlanmış. Sean penn ve Mel gibson muhteşem oynamış.
Yine de filmde yerine tam oturmayan bir şeyler var.
Ne var mesela ?
Mantığa yerleşmeyen bir hastane doktoru var.
Ağır hasta bir cerrahın durumunu tetikleyecek ortamlara göz yuman bir sistem var.
Bilmiyorum emin olamadım.
Sanki biraz daha üzerinde düşünülüp daha güzel bir film çekilebilirdi.
İnsanın içine sinmeyen bir tarafı var filmin.
hakkında çıkan saçma sapan haberler nedeniyle kendisini medyadan soyutlamıştı diye biliyoruz.
Allah rahmet eylesin.
Hiçbir skandala, sansasyona, saçmalığa tenezzül etmeden mesleğini icra etti dünyadan göçtü gitti.
aslında tırnak içinde, işte böyle
" Yapçak bişey yok!"
Bunu söyleyen biri aynı anda gözlerinizin içine bakıp pis pis ya da sinsi sinsi gülümsüyorsa.
kaçın,
arkanıza bile bakmadan orayı terk edin.
bir daha da yolunuz oralara düşmesin.
kaçarken arkanızdan tısssss diye bir ses de duyabilirsiniz, arkanıza dahi bakmayın.
Ey büyük Allahım ! çok daha zeki kullarını yeryüzünde çoğalt da şu konut saçmalığı tarihe bir daha
çıkamamak üzere gömülsün.
Sadece konut saçmalığı değil yeryüzündeki pek çok şey artık ciddi bir saçmalığa dönüşmeye başladı.
Konut zulmü diye bir zulüm türü türedi.
tarihin hiçbir döneminde yaşanmayan garip mülkiyet hadiseleri bu döneme denk geldi.
Canlılardan hiçbiri böyle garip bir durumla cebelleşmiyor.
İnsanın insana ve diğerlerine yaptığının evrende bir örneği daha yok gibi en azından bilebildiğimiz kadarıyla.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |