Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
dünyada bilinen ilk kumaş parçası bu antik kentte bulunmuş.
yaklaşık 8500 yıllık olarak tarihlenmiş.
hangi malzemeyle yapıldığı tahmin edilmeye çalışılmış.
yün mü, pamuk mu, kendir mi kullanıldı diye analiz edilmiş.
ilginç bir sonuca ulaşılmış.
kendir vs. yetiştirmemişler ya da toplamamışlar.
kumaşı oluşturan iplikler meşe ağacının iç kabuğundan elde edilmiş.
elde edilen yapı ince ve iplik eğirmeye müsait lifli bir yapı.
buna "Bast lifi" adı veriliyor.
demek ki bu lifler de en az pamuk, yün ya da keten malzemesi kadar esnek ve dayanıklıydı.
gözümüz aydın efendim. Konya Çumra'nın bir zamanlar meşe ağaçlarıyla kaplı olduğunu da hüzünle öğrenmiş olduk.
sonra bu obruklar niye açılıyor, bu topraklar niye çöküyor, ödüm patladı içine düşsem kaybolur giderdim, bir anda arazim kaynadı gitti olayları gelsin efendim.
bu başlık altında değerlendirilmişler.
merak ederseniz bu başlık altında aratabilirsiniz.
Türkçe değil fakat çok fazla yabancı kaynak bulunuyor.
Peru ( Paracas )
malta ( Malta adası antik tapınaklar )
mısır
rusya ( Hazar denizi, Karadeniz arası )
Türkiye ( Ihlara vadisi mumyaları )
çeşitli bölgelerinde bulunan ilginç şekilli kafatasları.
konuyla ilgili videolara bakıyorum.
hakikaten çok tuhaf.
üzerinde belli ki çok daha fazla araştırma yapılacak.
yeryüzünde belli bir dönemde yaşamış ve bir şekilde tamamen ortadan kalkmış bir insan türü var gibi görünüyor.
çünkü kafatasları insan kafatasına benziyor fakat çok daha büyük ve farklı şekilli. nedense kafataslarına ulaşılmış fakat iskeletlerden pek bahsedilmiyor.
ksenon
asal gazlar arasında yer alıyor.
renksiz, tek atomlu, ametal, ağır bir soygaz.
havadan 4.5 kat daha ağır.
aydınlatma sektöründe kullanılıyor.
1898 tarihinde william ramsay ve morris travers tarafından keşfedilmiş.
sıvı havanın damıtılması yöntemiyle bulunmuş ve yunanca yabancı anlamına gelen isim verilmiş.
dış kulak kanalı kemik dokusunun kanal boşluğuna doğru aşırı gelişmesi durumu.
kulak kanalı kısmen ya da tamamen tıkanabilir.
soğuk suyla aşırı temasları olan kişilerde görülen bir durummuş.
uzun süre soğuk su ya da soğuk rüzgara maruz kalan kemik dokusu uyarılarak kemik dokusunda aşırı bir üretim gerçekleşiyormuş.
yoğun olarak rüzgar ve soğuk suyla teması olan sörfçülerde bu durum sık görüldüğü için rahatsızlığa bu isim verilmiş.
belirtileri: kulak ağrısı, işitme kaybı, kulak kirinin kanalı tıkaması, darlık nedeniyle gelişen enfeksiyor, kulakta hassasiyet.
tedavi: cerrahi girişim olarak açıklanmış.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
memurlara yöneltilmiş bir serzeniş başlığı.
mesela işçi sorunlarından
veya başka sorunlardan
bahsedilmemiş olduğuna göre.
bu başlığı sorunları olan memurların doldurması gerekiyor diye düşündüm.
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
zıplayan fasulye de diyorlar ama neden zıpladıklarını bilmiyorum.
ona da biraz bakalım:
bizim fasulyeler gibi onların fasulyesinin içine de güveler larva bırakıyormuş.
larvalar bu fasulyeleri yiyip bitirip içini boşaltıyorlarmış.
fasulyelerin zıplama nedeni içindeki güvelerin hareketiymiş efendim.
yedik, büyüdük, daha serin ve güzel bir yer için kıpırdanıyoruz demek istiyorlarmış.
kısacası zıplamayanı bulmak daha makbul.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |