Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Çocuklu evlerde berjer pek tercih edilmediğinden ve köşe koltuklara doğru evrimleşme geliştiğinden artık kullanılmayan masa türü.
Sinir bozucu bir masadır. Küçük, kutu gibi evlere göre değildir. rus çarının sehpası gibi bir şeydir.
Tek ayağı olduğundan o ayak o gövdeden bir gün mutlaka bağımsızlık kazanmak isteyecek ve sizi bitmek bilmeyen maceralara sürükleyecektir.
Hiçbir marangoz o tarz işlerle uğraşmak istemez.
Evin haşarı çocuğu üzerine oturmuş, kenarına ağır bir şey koyulmuş, sağa sola çekilirken ayak yerinden oynamıştır.
sağlamlaştırmazsanız o masa durduğu yerde oynar durur.
Tutkallarsanız bir süre idare eder.
Çakarsanız, bilemiyorum, ortadan yarılma riski var...
Oturaklı insanların yaşadığı sessiz sakin bir eve göndermek en iyisi.
Hızla akan lavların katılaşması sonucu oluşuyormuş.
Sert, siyah, cam gibi bir taş.
Keskinliği nedeniyle çok eski çağlarda bıçak hatta jilet gibi kullanılıyormuş.
Kendisine çeşitli toplumlarca ilahi anlamlar da yükleniyormuş.
Mineraller gerçekten çok ilgi çekici ve göz alıcı jeolojik yapılar.
Her birinin dünya tarihinde bir yeri ve hikayesi var.
Dünyada minerallere meraklı ve onları biriktiren koleksiyoncuları var.
Twitter seri katiliymiş.
9 kişiyi öldürmüş.
Biri erkek 8 i kadın.
Twitter üzerinden araştırma yaparak intihara meyilli kişileri tespit ediyormuş.
Sonra onlara mesaj atarak ölümlerine yardım edebileceğini bildiriyormuş.
Evine davet edip, öldürüp, parçalara ayırıp derin dondurucuya istifliyormuş.
Yargılandı ve idama mahkum edildi.
İdama itiraz etmeyecekmiş ve yakalanmasaymış pişmanlık da duymayacağını belirtmiş.
O değil de bu tür hastalıklı tipleri tespit eden kontrollü bir mekanizma şart.
Aslında bir istatistik vardı, böyle sıkıntılı tipler dünya nüfusu baz alındığında belli bir oranda her toplumda mevcutmuş.
Biri başlık açmış yorum yazmadan bırakmış gitmiş.
Bari ben doldurayım.
Bildiğimiz canlıların erkekleri ekseriyetle daha renkli ve göz alıcı.
Kendini beğendirmek içinmiş.
Dişi en gösterişli ve renkliyi seçince genetik aktarım da daha iyiye güzele heybetliye gösterişliye doğru gelişiyormuş.
İyiymiş.
Hani hayvanlarda zeka falan yoktu ?
Kestirip atmayın bal gibi tercih olduğuna göre zeka da var.
İnsanda durumlar biraz karışık.
Kafalar da karışık.
Renklerin cinsiyetine gelince öyle bir şey yok tabi ki.
Kendine yakıştırdıktan sonra ne istiyorsan giy.
Renkte sıkıntı yok da şekiller fena.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
zıplayan fasulye de diyorlar ama neden zıpladıklarını bilmiyorum.
ona da biraz bakalım:
bizim fasulyeler gibi onların fasulyesinin içine de güveler larva bırakıyormuş.
larvalar bu fasulyeleri yiyip bitirip içini boşaltıyorlarmış.
fasulyelerin zıplama nedeni içindeki güvelerin hareketiymiş efendim.
yedik, büyüdük, daha serin ve güzel bir yer için kıpırdanıyoruz demek istiyorlarmış.
kısacası zıplamayanı bulmak daha makbul.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |