Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
anladığım kadarıyla iktisat teorisyenlerinin çuvallamamayı garantilemek adına zamanı durdurma gayreti olarak açıklayabileceğimiz başlık.
hocam siz öyle söylüyorsunuz da falanca tarihte filanca ülkede hiç de sizin dediğiniz gibi gelişmemişti olaylar.
ceteris paribus demiştim evladım, dersi dikkatli dinleyin.
oyumu tarhanadan yana kullanabileceğim yarışma.
içeriğini zenginleştirirler.
sulandırıp sulandırıp içebilirler.
vakumlarsan da az yer kaplar ne güzel.
Ha illa uzayda üretelim diyorlarsa en hızlı büyüyen bitkileri bulmaları lazım.
kültür mantarlarıyla idare etsinler hem ışık da gerekmiyor.
nasa uzaydaki beslenme programına katkıda bulunabilecek her türlü projeye açık olduklarını ve bunu ödüllendireceklerini duyurmuş.
En muhteşem çözümlerin ülkemizden çıkacağına bahse varım.
eski zamanlarda kullanılan bir ölçü birimi.
Mısır gibi zahireleri ölçmek için kullanılan ahşaptan yapılmış ölçek kaba da kot adı veriliyordu.
İrice olan ve tahtadan yapılan "kot" zamanla ortadan kalktı ama
takılma ya da hakaret maksatlı söylenen "Kot kafa" tabiri nesilden nesile aktarılmaya devam ediyor.
Sanırım Mahallenin Muhtarları dizisinde muhtarın kızı sürekli kullanıyordu bu tamlamayı.
kimin ne için kullandığı pek belli olmayan atasözü.
farklı şekilde anlayanlar, farklı anlamlarda kullananlar olmuş.
Yaygın olarak kabul edilen görüş:
"Yeteri kadar zorluk görmüş, kötü durumlar yaşamış insanlar artık benzer durumlardan etkilenmezler." şeklinde.
Halbuki atasözüne bakıldığında şöyle de bir anlam çıkıyor:
Patlıcan zaten acı, yani kötü durumda ve atlatılmış bir durum yok aslında sana kırağı vurduysa yani zaten kötü durumdayken yeni bir kötü durum oluştuysa pek de fark etmez.
kötü bir insan kötülüklerden kolay kolay etkilenmez diye yorumlayanlar da olmuş.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
memurlara yöneltilmiş bir serzeniş başlığı.
mesela işçi sorunlarından
veya başka sorunlardan
bahsedilmemiş olduğuna göre.
bu başlığı sorunları olan memurların doldurması gerekiyor diye düşündüm.
şu meşhur
cobra gypsies belgeseli benim de önüme düştü.
adam hakikaten işi biliyor.
nefes kesen bir belgesel hazırlamış.
aslında temposu çok yüksek, bizim gibi hasta ve yaşlı insanlar için keşke biraz daha sakin kalabilseymiş.
aklım gitti resmen.
bölge hindistan'ın kuzeybatısında Pakistan sınırına yakın bir eyalet.
uydudan bakınca bile çöl olduğu anlaşılıyor.
sanırım aradaki doğal set
indus vadisi
indus nehri ve bereketli vadisi dururken bu insanları bu çöle kim yaymış acaba ?
Bir de yer isimleri ilgimi çekti. çok yaygın bir şekilde hepsi -ur ile bitiyor. niye acaba ?
palanpur, jodhpur, jaipur, fatehpur, siddhpur, dungarpur, mahidpur, sarangpur, shujalpur, udaipur...
bu eyalette ve komşu eyaletlerde daha bir sürü böyle -ur la biten yer ismi var.
Sümerce Ur, or şehir demek.
ur, uruk, urfa
şimdi biz mezopotamya tarihi olarak sınırlamışız ama belki de çok daha büyük bir kültürün uzantısı olarak Anadolu coğrafyasında yaşıyor olabiliriz.
Belli ki ur ile biten yer isimleri kuzey hindistan'da da bir anlam ifade ediyor. Tıpkı Anadolu'daki bazı eski yer isimleri gibi.
en komik bilgiyi niye en sona koyuyorlar ki ?
inek fotoşopmuş.
bizden neyi eksik ki ?
filtresiz makyajsız resim atan mı kaldı ?
Zaten poz verirken ineğin şoplanacağını da biliyorlarmış.
olsun yine de tonlamayı güzel yapmışlar hiç yapay durmuyor.
tüh ne kadar üzüldüm anlatamam.
böğürtlen sokağı
kızılcık selesi
zerdali tadında aşk
holding gülleri
gibi devam performansı bekliyorduk.
çünkü mutluluk neydi hep soruyorduk, arıyorduk...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |